1870’s Taş Konak Otel Konseptinden dekorasyonuna gerçek bir butik otel deneyimi
Urla’nın tam merkezinde, Rumlardan kalma 153
yıllık taş bir konakta hizmet sunan 1870’s Taş Konak
Otel, misafirlerini nostaljik bir yolculuğa çıkarırken
ev sıcaklığı da hissettirmeyi başarıyor. Konseptten
dekorasyona, kullanılan tekstil ürünlerinden
kahvaltısına kadar her konuda butik otel konseptini
yaşatan otel, ince detaylara verdiği önemle göze
çarpıyor.
Hem doğal güzellikleri hem gastronomisiyle ön plana çıkan Urla’da hizmet veren 1870’s Taş Konak Otel, konuklarına özel bir butik otel deneyimi sunuyor. Urla merkezde yer alan otel sahile araçla yaklaşık 10 dakikalık bir mesafede konumlanıyor. Ayrıca Sanat Sokağı ve Malgaca Pazarı gibi tarihi ve kültürel yerlere ise yürüme mesafesinde bulunuyor. Urla’ya gelmişken Bağ Yolu’na gitmek isteyen misafirler yine bir araç vasıtasıyla 10 dakikalık bir mesafe kat ederek ulaşabiliyorlar. Otelin İşletmecisi olan Hüseyin Sisoğlu, uzun yıllar İstanbul’da çok uluslu şirketlerde üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra yaklaşık 10 yıl önce Urla’ya yerleşmiş. Son 4 yıldır ise turizm sektöründe hizmet üretiyor. 1870’s Taş Konak Otel Garden, 1870’s Taş Konak Otel Sanat Sokağı ve 1870’s Konak Otel – Üç Oda olmak üzere üç şubede konuklarını ağırlıyorlar. Sisoğlu süreci şöyle anlatıyor: “Aslında hayalimizde gerçek bir butik otel sahibi olmak hep vardı. Burada “gerçek“ kelimesini bilerek kullandım çünkü toplumda bu konuda çok fazla eksik bilgi var. Konuyu açmam gerekirse, eğer az odalı bir yerseniz hemen butik olarak tanımlanıyorsunuz. Oysa bu sadece işin bir parçası. Konsept, dekorasyon, kullandığınız tekstil ürünleri, bukletler, kahvaltınız, koltuğunuz, yatağınız ve belki de en önemlisi sizi tercih eden misafirleri evinize gelmiş gibi sayabilmek... Bunların tümü butik otel olmanın olmazsa olmazlarıdır. Biz bunların tamamını uygulayacak maddi ve manevi koşulları oluşturunca bu işe dahil olduk. Bunu sağlayabildiğimiz için ve bunun takdirini de misafirlerimizden gördüğümüz için çok mutluyuz. Otelimiz ismini, taş binanın yapım yılı olan 1870 yılından alıyor. Bina Rumlardan kalan bir taş konak. Şunu diyebilirim ki restorasyon sonucunda otelin orijinalliğinin yüzde 90’ını koruduk. Değiştirilmesi gereken yerlerini de aslına uygun restore ettik.”
Nostalji ve premium konfor bir arada
Otelin tarihi bir taş konak içerisinde olması genel konseptin de belirleyicisi olmuş durumda. Dolayısıyla dekorasyonda nostaljik unsurlar kullanılmış. Sisoğlu, “Antika eserlere merakımızdan dolayı, otel ortak alanları, odalar, lobi ve cafe bölümlerinde ağırlıklı olarak antika ve retro tarz eşyalar kullandık. Hem misafirlerimizin nostaljik bir yolculuk yaşamalarını hem de ev sıcaklığını hissetmelerini amaçladık. Ayrıca misafirlerimiz için odalarda kullandığımız tekstil ürünlerinden yatak, yastık ve banyo ürünlerine kadar her kalemde premium segment ürünler tercih ettik. Konuklarımızın nostalji içerisinde premium konforu yaşamalarını sağlıyoruz” diyor. Otel bünyesinde Garden şubesinde 5, Sanat Sokağı şubesinde ise 4 oda olmak üzere toplam 9 oda bulunuyor. Tüm odalar konukların ihtiyaçlarına cevap veren, premium kalitede ürünlerle hazırlanmış durumda.
153 yıllık hikâyesi bulunan bu konakta odaların isimleri de tarihsel hikâyeler üzerinden seçilmiş ve küçük dokunuşlarla odalara yansıtılmış. Örneğin, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde Urla şehrini Kıdafe kralı kızı Prenses Ulice’nin kurduğu hikâyesine atıfta bulunarak bir odaya Prenses Ulice adı verilmiş. Urla’da doğduğu bilinen, Plato ve Sokrat öncesi doğa felsefesini ilk anlatan Anaxagoras da otelin odalarından birinin isminde yaşamaya devam ediyor. Otelin konaklayan misafirlerine ücretsiz olarak servis ettiği ve yerel mutfak temelinde hazırladığı özel bir kahvaltısı bulunuyor. Keyifli bir bahçesi de bulunan 1870’s Taş Konak Otel, kış aylarında gelen misafirlerini ise içinde sobası bulunan kış bahçesinde ağırlıyor. Yine küçük gruplara özel toplantı, davet ve farklı organizasyonlar da otelin verdiği diğer hizmetler arasında yer alıyor.
www.hotel1870.com