50’nci yılını kutlayan Hamdi Restoran; aynı kaliteyle lezzet serüvenine devam ediyor

1969 yılında Eminönü’nde küçücük bir dükkanla başlayan, bugün lezzetinin ünü Türkiye sınırlarını aşan Hamdi Restoran’ın kurucusu Hamdi Arpacı, bu yıl meslekte 50’nci yılını kutluyor. Urfa’nın Birecik ilçesinden olan 1943 doğumlu Hamdi Arpacı, kebabı daha çocukluk yaşlarında ailesinden öğrenmiş. Eminönü’nde bir otopark içinde üç metrekarede başlayan kebap yolculuğunun başlangıcıyla ilgili şunları anlatıyor: “Kebap işi bizim oralarda hafta sonu, aile arasında yapılan bir gelenek halindeydi. Bu yemeklerde kebabı erkekler yapar. Ailemizde herkes kebabı iyi bilirdi ama restorancılık yapan yoktu. Bizim de bir becerimiz vardı. 1969 yılının sonunda bu restoranımızın az ilerisinde, otoparkın içinde üç metrekare bir yerde bu işe başladım. Kebaplarım sevildi. 25 yıl önce şimdiki yerimize geçip dükkanı büyüttüm. İlk önce giriş ve üstü vardı sadece. Kaliteye ve hizmete önem vermemle müşterilerimiz hep yanımızda oldu. Zamanla üst katları da devreye sokarak bugünkü Hamdi Restoran’a ulaştık. Yıllarca şubeleşmeyi hiç düşünmedim. Son dönemde gelen ısrarla Radisson Blu Pera ve Şişli otellerinin içinde iki şubemizi devreye soktuk. Bu süreçte en büyük destekçim hep oğlum oldu. İşini çok seviyor ve Hamdi’yi yıllarca yaşatacağına inanıyorum.” Kaliteli malzeme, iyi işleme, güzel sunum Gerek manzarasıyla gerekse leziz kebap çeşitleriyle müdavimlerini oluşturan Hamdi Restoran’ın kebaplarının ünü yurtdışına taşmış durumda. 50 yıldır kaliteden ve iyi hizmetten ödün vermeden bu memnuniyete ulaştığının altını çizen Hamdi Arpacı, kebaplarını özel kılan ayrıntıları şöyle aktarıyor: “Bizim kebabımızı özel kılan kaliteli malzeme, iyi işleme ve güzel sunum. Kebabın iyisi kuzudan olur. Bizim Güneydoğulular danayı bilmez zaten. Bence dünyanın en iyi eti Trakya kıvırcık kuzusu. Biz de onu kullanıyoruz. Yılardır çalıştığımız kasabımızdan bir yaşını geçmemiş erkek kuzu etleri alır, yüzde 10 civarında bir dana eti karışımıyla kebaplarımızı hazırlarız. Sebzeli kebaplarımızı da sadece yetiştiği ve en iyi olduğu dönemde yerinden getirterek yaparız. O yüzden her zaman her kebabı bulamazsanız bizde.” Lezzet yolculuğuna çıkarıyor Eminönü’ndeki tarihi binasında misafirlerini ağırlayan Hamdi Restoran, özellikle teras katında lezzetleri eşliğinde çok özel bir de manzara sunuyor misafirlerine. Alkollü içki çeşitlerinin de yer aldığı mekanda, özel yemekli toplantılar için iki adet VIP salon bulunuyor. Kebabın envai çeşidine imza atan ve her bir lezzetiyle etseverlerin gönlünü fetheden restoran, mönüsüyle adeta lezzet yolculuğuna çağırıyor. Humus, patlıcan salatası, ezme salata, patlıcan soslu, patlıcan ezmesi, abugannuş, patlıcan söğürme, gavurdağı salatası vb. mezelerle lezzet yolculuğunun kapılarını aralayan mekan, kuru patlıcan dolması, içli köfte ve fındık lahmacunuyla daha asıl lezzetlere geçmeden önce gönülleri fethediyor. Mevsiminde özel kebaplar Mevsimine göre kebap çeşitlerinin artıp azaldığı Hamdi Restoran’da, mevsimine göre ortalama 8-10 çeşide yakın kebap çeşidi bulunuyor. Fıstıklı kebabıyla hayli iddialı olan mekan, spesiyali olan sarma beyti ile de damakları şenlendiriyor. Adana ve Urfa kebabı dışında yaz aylarında Birecik’ten özel olarak getirilen patlıcanlarla yapılan patlıcan kebabı, Mayıs-Haziran aylarında erik tava, yine Mayıs ayında yapılan keme kebabının yanı sıra sarımsak kebabı, soğan kebabı, yeni dünya kebabı, haşhaş kebabı gibi özel kebaplar, mekanın mutlaka denenmesi gereken lezzetleri arasında yer alıyor. “İyi kebap, çatal vurulduğu zaman tane tane olmasından anlaşılır” diyen Arpacı, Haşhaş Kebabı’nın isminin de buradan geldiğini söylüyor. Arpacı, “Haşhaş Kebabı’nın içinde haşhaş olduğunu sanıyorlar, aslında yok. Haşhaş Kebabı, bıçakla çekilen kıymadan yapılır ve en iyi kebaptır” diyor. Hamdi Restoran’ın lahmacunu da en sevilen lezzetler arasında yer alıyor ve özellikle kışın servis edilen spesiyal lahmacun, soğan, nar ekşisi ve cevizle yapılıyor. Tatlılarını da kendi bünyesinde hazırlayan Hamdi Restoran’da, kuru baklava, şöbiyet, kadayıf, cevizli baklava, havuç dilimi ve gibi tatlıların yanı sıra kış aylarında ayva ve kabak tatlısı da servis ediliyor. Mekana özel olan ve yoğun fıstıkla sarılarak yapılan Hamdi Spesiyal ise oldukça seviliyor ve al-götür olarak da epey bir müdavimi mevcut. Mekanın mönüsü mevsime göre değiştiği için örneğin kış aylarında yuvalama, ekşili köfte, analı kızlı gibi Güney Doğu Mutfağı’nın sevilen lezzetleri de misafirlerle buluşuyor. “Kaliteyi sürekli kılmak için iyi malzeme önemli” Hamdi Restoran’ın mutfağının başında Hüseyin Kaya bulunuyor. Hüseyin Usta’nın asıl mesleği babadan kasaplıkmış. 2001 yılında Hamdi’ye kasap olarak gelen Hüseyin Kaya, mekanın eski ustalarının elvermesiyle kebap işini öğrenmiş ve bugünlere gelmiş. “Hamdi’nin lezzetlerini anlatmak zor. Bilen bilir, bunu illa ki yaşamak lazım” diyen Hüseyin Usta, yıllardır kaliteyi ve lezzeti hiç bozmamış olmalarını, standardı sağlamış olmalarına bağlıyor. Her şeyi mevsiminde ve yerinden kullandıklarını, o yüzden bazı kebap çeşitlerini sınırlı zaman diliminde sunduklarını belirten Kaya, “Tedarikimizi aynı yerlerden sağlıyoruz ve ürünlerin en iyisini kullanıyoruz. Örneğin, patlıcan artık kışın da bulunuyor ama kebap için uygun olmuyor. Yılın 12 ayı sunduğumuz en çok sevilen lezzetlerimiz ise fıstıklı kebap ve terbiyeli kuzu şiş, diyebilirim. Malzemelerimizin büyük bölümünü Güney Doğu’dan tedarik ediyoruz. Salçalarımızın hepsi ev yapımıdır. Antep’te ve Urfa’da kuruluklarımızı yaptırdığımız özel yerlerimiz var. Etlerin tamamı benim kontrolümden geçiyor, beğenmediğimiz olursa gönderiyoruz. Trakya kuzusunda yağ olmadığı için koyun yağını Urfa’dan tedarik ediyoruz. Tatlılarımız yine kendi bünyemizde yapılıyor, yan tarafta bir imalathanemiz var. Kısacası, lezzetlerimizin sürekliliğini sağlamak için kaliteden, iyi ve yöresel malzemelerden ödün vermeden Hamdi Bey’in yarattığı bu lezzet serüvenini hep birlikte özenle sürdürüyoruz” diye konuşuyor. www.hamdi.com.tr