Doğanın ve tatların sürdürülebilir buluşması

Türkiye’nin her yerinden gastronomi ve doğa meraklısı misafirleri ağırlayan Casa Lavanda, yeme–içme kültürünün ve sürdürülebilirlik bilincinin en güzel örneğini sergiliyor. Şef Emre Şen’in yönetimindeki mutfağında kendi bostanlarında yetişen ürünler kullanılıyor.

Şile ormanlarıyla çevrelenmiş yemyeşil bir bahçe içinde konumlanmış Casa Lavanda, turizm ve gastronomi iş birliğinin harika bir örneği. Yıllar içinde pek çok gastronomi etkinliğine ev sahipliği yaparken özel ve butik konaklama olanaklarıyla doğa oteli konseptinde ülkemizde ilk akla gelenlerden biri. Casa Lavanda yeme – içme kültürünün ve sürdürülebilirlik bilincinin çok gelişmiş olduğu doğa dostu bir gastronomik otel. Bu deneyimi sadece otel misafirlerine değil, şehirden günü birlik ya da birkaç saatliğine kaçıp tabiatın içinde zaman geçirmek isteyenlere ya da gerçek anlamda tüm duyulara hitap eden bir restoranda gastronomik bir deneyim arayanlar gibi günlük misafirlere, kurumsal toplantılar için tabiat içinde farklı bir konsantrasyonda çalışma tasarlayanlara ve özgün kır düğünüyle evlenmek isteyenlere birbirinden farklı durum ve okazyonlar sunuyor. Şen ailesinin hikayesi... İstanbul’a sadece 45 dakika uzaklıktaki Şile’nin Ulupelit köyündeki Casa Lavanda, 2010 yılında bir işletmeye dönüşmeden önce bir evdi. Otel olmadan önce 20 yıl boyunca sahibi olan Şen ailesi, yaz ayları ve hafta sonlarını burada geçiriyordu. Feryal ve Ahmet Şen emeklilik hayatlarını burada bir pansiyon/küçük otel işleterek geçirme hayallerine oğulları Emre Şen’in aşçı olma hayali de eklenince Casa Lavanda 9 odası olan bir restoran olarak açılmış oldu. Ve seneler içerisinde büyüdü, gelişti. Sürdürülebilirlik yaşam tarzı Şimdi restorana ek olarak 15 oda, 3 toplantı salonu, SPA, Lavanta Lounge Bar, 21 dönümlük bahçe ve 2 dönümlük tarım alanı ile sürdürülebilirliği yaşam tarzı olarak benimsemiş bir butik otel ve restoran. 2020 yılında Emre Şen’in kardeşi Ekin’in de ekibe katılması ile Casa Lavanda tam bir aile işletmesi olarak yoluna devam ediyor. İtalya ve Kuzey Ege esintisi Casa Lavanda’nın Şef Emre Şen’in yönetimindeki mutfağı Akdeniz kıyısındaki güney Avrupa ülkelerinden, özellikle İtalya’dan esinleniyor. Bu tarza ailenin köklerinin bulunduğu Kuzey Ege’nin yeme, içme kültürü ekleniyor. Sonuç olarak ortaya malzeme kalitesine ve yemeklerin yüksek lezzetine odaklı rafine bir Akdeniz mutfağı çıkıyor. Kullandıkları malzemelerin büyük bir kısmını kendi bostanlarında yetiştiriyorlar. Kendi yetiştiremedikleri ürünleri ilk öncelikle yakın çevrelerinden, Şile bölgesindeki küçük üreticilerden, köylülerden, Şile Limanı’ndan ve Şile ormanlarından tedarik ediyorlar. Özellikle sonbahar aylarında Şile ormanlarında çok yüksek kalitede mantar toplanabiliyor. Kış aylarında Şile limanına Karadeniz’den çok yüksek kalitede balık çeşitleri geliyor. Ormanla iç içe Otel, Ulupelit Köyü’nün orman sınırında. Meşe ve kayın ağaçlarının yoğunlukta olduğu bir orman. Ulupelit Köyü, İstanbul ilinin en yüksek rakım ve en yüksek oksijen seviyesine sahip bölgesinde bulunuyor. Sonbahar aylarında mikolog Jilber Barutçiyan ile yakın ormanlarda mantar toplama etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Diğer mevsimlerde de birçok farklı rotada yürüyüş, bisiklet, hiking, trekking ve doğa aktiviteleri yapılabiliyor. Darphin Spa’da, Bali’li terapistler tarafından uygulanan masajlar ve cilt bakım uygulamaları deneyimlenebiliyor. Yaz aylarında da Casa Lavanda’nın 21 dönümlük bahçesi içerisinde 500 kişiye kadar düğün davetleri gerçekleştirilebiliyor. Her biri orman manzaralı ve şömineli olan 3 farklı toplantı salonlarında da kurumsal şirketlere toplantılar ve etkinlikler düzenleyebiliyorlar.