Eke Mimarlık; özgün ve kullanıcıyı yansıtan mekanlar tasarlıyor
24 yıldır tasarım odaklı mimari ve iç mimari projeler üreten Eke Mimarlık, kullanıcıya özgü yaşam ve işleyiş biçimlerini yansıtan mekanlar tasarlıyor. Bu süreçte yatırımcının beklentilerinin yanı sıra kendi tasarım kriterlerinde de ödün vermiyor.
1994 yılında İzmir’de kurulan Eke Mimarlık, konut, ofis, turizm yapıları ağırlıklı olmak üzere tasarım odaklı mimari ve iç mimari projeler üretiyor. Mimar Öznur Turan Eke ve Yüksek Mimar Şeçil Şavklı tarafından kurulan Eke Mimarlık, 2016 yılında İstanbul Bebek’te ikinci şubesini açtı. Uzun yıllardır turizm sektörü için projeler üreten Eke Mimarlık, zaman içerisinde çalıştıkları müşterilerin ikinci kuşak aile fertleriyle farklı projeler geliştirmiş. “Bazı müşterilerimiz için ‘aile mimarı’ unvanını aldık” diyen Eke Mimarlık Kurucu Ortağı Öznur Turan Eke ile ofisin tasarım anlayışını konuştuk.
Projelerde genel tasarım prensiplerinizden ve tarzınızdan bahseder misiniz?
İlk olarak mekansal kurgu ve bununla bütünleşen bir mekansal kimlik oluşturmak gerekiyor. Ancak bu kimliği oluştururken sadece hikaye yazmak adına değil arkasını doğru kriterlerle doldurmak gerekli. Projenin ve yatırımcının beklentilerini bu mimari ve iç mimari kurgusal tanım doğrultusunda uygulamaya geçiriyoruz. Detay ve malzeme bilgisi tasarımın uygulamaya dönüştürülmesinde çok önemli. Detaylarla oldukça zaman geçiriyoruz ve bunların bütüne yansıması iyi sonuçlar ortaya çıkarıyor. Amaç, kullancıya özgü yaşam ve işleyiş biçimlerini yansıtan mekanları, yatırımcının bekletilerini karşılarken kendi tasarım kriterlerimizden ödün vermeden tasarlamak.
Proje sürecinde nasıl bir yol izliyorsunuz?
Yatırımcının isteklerini ve beklentilerini bizlere aktarmasıyla proje süreci başlıyor. Koşullarda anlaşmaya varıldıktan sonra ise tasarım sürecine başlıyoruz. Fikirleri, kullanıcıya plan şema, eskiz olarak sunup karşılıklı görüşleri paylaşıyoruz. Fikir projesi süreci aynı zamanda mimar ve kullanıcının birbirini tanıma ve anlama sürecidir bir nevi. Ön onayları aldıktan sonra tasarımın uygulamaya geçirilmesi aşamalarında yıllardır çözüm ortaklığı yaptığımız, aynı dili paylaştığımız alt proje grupları ve uygulama ekiplerimizle çalışıyoruz. Doğru yönlendirme, düzgün bilgi aktarma, işlevsel ve estetik planlama, beklentilere cevap veren mimari ve iç mimari çözümlerle projenin ‘kalite=değer’ denkleminde karşılığını bulmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Horeca için gerçekleştirdiğiniz projelerde nelere dikkat ediyorsunuz?
Yatırımcının beklentilerini iyi algılayıp doğru yönlendirmelerle hem ticari hem mimari değeri olan yapılar ortaya çıkarmaya dikkat ediyoruz. Yatırımcı, mimar tarafından projelendirilmiş iyi bir yapıyı kısa veya uzun vadede mantıklı bir yatırıma dönüştürüyorsa bu her iki taraf açısından da başarılı bir proje anlamına geliyor. Yatırımcının onayladığı mimari ve iç mimari projenin müdahale edilmeden, detayları ve şartnameleri gözardı edilmeden uygulanmasına dikkat ediyoruz. Prensipleri ve koşulları baştan belirlemek konusunda hassasım.
Otel ve mekanlarda endüstriyel mutfağın konumlanmasında şeflerle bir çalışmanız oluyor mu?
Zaten doğru olan mutfağın konumlanmasını ve mekanın işlevsel planlamasını şeflerle fikirlerini paylaşarak çözümlemektir. Aksi düşünülemez. İlk olarak şefin mutfak temasını bize aktarmasını isteriz. Araç-gereç pişirme sistemleri tanımları, mutfakta çalışacak kişi sayısı, kaç kişiye hizmet verileceği gibi tariflerle mutfak şekillenir. Bu tip mekanlarda depolama, soğuk oda, malzeme giriş, çöp çıkış alanları sorgulanacak başlıca konulardır. Mimar teknik açıdan da uygun çözümler üretmeli ki iyi bir havalandırma, gerekli sterilizasyon, kolay temizlenebilen malzemeler ile işlevsel bir mutfak ortaya çıksın.
Yatırımcılar sizce ne istediklerini biliyorlar mı? Restoran açacaklara ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Bu konuda profesyonel bir yiyecek-içecek danışmanından tavsiye almanın çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Biz de bazı projelerde bu tip işbirliklerinin yararını görüyoruz. Bu tip uzman kişiler konuya daha bütünsel bir açıdan bakarak mekansal ilişkileri yönlendirmekte mimara da yol gösterici oluyorlar. Daha küçük ölçekteki işletmeler için ki, şu anda Urla’da böyle bir proje çalışmaktayız. Urla’da yer alan projemizde mal sahibiyle projeyi karşılıklı kurguluyoruz. Mimari ve iç mimari projeyi birlikte ele alıyoruz. Ki bu zaten projeyi daha keyif alınır hale getiriyor. Projenin yer aldığı araziyi bütünüyle ele alarak yapısal ve çevresel anlamda tasarlıyoruz. Yatırımcı bize ilk geldiğinde kendisine beklentilerini ve hikayesini sorduk. Onun sözleriyle ‘İtalya’da çalıştığım yerlerde öğrendiğim ve bence İtalyan Mutfağı’nın dünyada sevilmesinin ve kalıcı olmasının nedeni malzemeye olan saygı ve basitlik. Aslında bu iki kelime beni ve mutfağımı yansıtan kelimeler. Benim görüşüm ve felsefem de herşeyin toprakta başladığı. Tasarladığımız ve vereceğimiz servis bu doğrultuda ve samimiyette bir agricultura yaşam tarzının bu bölgeye uyarlaması olucak.’ Bir yatırımcının tasarımcıya kendisini, beklentisini, hayallerini ve hedeflerini iyi ifade etmesi çok önemli. Bu konuşmanın ardından birlikte keyifli proje sürecimiz başladı ve devam ediyor.
Turizm sektöründeki tasarımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsanlar artık çok daha fazla seyahat ediyorlar. Tarih, kültür, doğa, doğallık ve hikayenin yanında hobilerine cevap verecek kurgular peşinde herkes. Ben yıllardır ‘Her mekanın bir hikayesi olmalı’ mottosuyla tasarıma başlama düşüncesindeyim. Bu gittikçe daha da önem kazanıyor. İnsanlara farklı duygular, heyecanlar yaşatacak tasarımlarla birlikte doğa ve doğaya yönelik temalar gittikçe daha da kıymetlenecek.
Fark yaratacak işler ortaya koymak için Türkiye’de başlıca hangi temel koşullar olmalı?
Çok özetle, çağdaş eğitim. Altını doldurmak gerekirse, fikir özgürlüğü, çağdaş yaşam şekli ve koşullarına uygun düzenlenmiş ve keyfi değişikliklere uğramayan yönetmelik ve idari kararlar. Çağdaş yatırımcı, yönetici ve aynı şekilde mimarlarla birlikte fark yaratacak işler ortaya çıkar.
Turizm sektörüne yönelik projelerinizden bahseder misiniz?
Bugüne kadar proje sorumluluğunu üstlendiğimiz otel projeleri arasında uluslararası zincirlerin Türkiye’deki şubeleri, farklı yıldızlarda yerel otel işletmeleri ve özel işletmeler ayrıca butik oteller yer aldı. Uluslararası projelerde mimar, mal sahibi ve işletmeci üçgeninde tasarım ve proje karar süreçlerini deneyimledik. Kimi mal sahipleri bu süreçte daha profesyonel tutumlar sergilerken, kimileri biraz daha bireysel yaklaştı. Ancak mimarın doğru yönlendirme ve her iki tarafında beklentilerine iyi cevap veren kurgularla arabulucu olabileceği sonuçlara ulaştık genelde. Turizme yönelik işletmelerde ana hedefim, işletmeciye uzun vadede avantaj getirebilecek niteliklere sahip ve gündelik moda olmayan kalıcı çözümler sunmak. Son dönem bu bağlamda Antalya’da bulunan Guris Mirage Park Otel’in iç mimari projesinin ilk etabını tamamladık. Urla’da projesine devam ettiğimiz agroculture turizm konseptli bir bina projesi bulunuyor. Ayrıca özel konut ve ofis projeleri tasarlamaya da devam ediyoruz.
www.ekemimarlik.com