Karaköy Güllüoğlu; Gelenek ve yenilik arasındaki köprü

Köklü geçmişiyle İstanbul’un simgeleşen noktalarından biri olan Karaköy Güllüoğlu, geçtiğimiz Mart ayından beri yeni yüzüyle misafirlerini karşılıyor. Geleneksel baklava zanaatını yenileyerek geleceğe taşıma misyonu bulunan marka, klasik metot üretimin yanı sıra diyabetik, glütensiz ve vegan baklava çeşitlerine son olarak Girandola Gelato işe iş birliğiyle ortaya çıkan baklavalı dondurmayı da ekledi.

Röportaj: Gülçin Acar gulcin.acar@rafinemedya.com 1843’te Gaziantep’te başlayan ustalık hikayesini İstanbul’da sürdüren Karaköy Güllüoğlu, uzun yıllardır sunduğu hizmet anlayışıyla Karaköy’ün simge mekanlarından biri haline geldi. Bu sürdürülebilir başarısının ardında mutfağında adeta bir okul gibi mesleği öğrenip ardından emekli olan ustaları, kaliteli hammadde kullanması ve beklentileri çok iyi analiz edebilmesi yatıyor. Köklü geleneğini her dönem yenilenerek koruyan Karaköy Güllüoğlu, geçtiğimiz Mart ayında yeni logo ve kimliğiyle misafirlerine hizmet sunmaya başladı. Bu çalışmayla Karaköy Güllüoğlu’nun adını aldığı, ait olduğu İstanbul ile bütünlemesini sağladıkları söyleyen Karaköy Güllüoğlu Genel Müdürü Murat Güllü ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Karaköy Güllüoğlu’ndaki yenilenme sürecini anlatır mısınız? Bugün ben markamızın 6’ncı kuşağını temsil ediyorum. Ve aile tarihine de baktığımda her kuşak geçişinde bir kabuk kırılmış, marka dönüşmüş ve gelişmiş. Bunları yaparken de bir yandan marka köklerini daha derine salmış. Benim için de amaç geleneksel baklava zanaatını yenileyerek geleceğe taşımaktır. Bu kapsamda markamızın kurumsal kimliğini dönüştürmek ve konumlanmamızı değerlendirmek üzere çalışmalar yaptık. Yeni logo ve kimliğimiz Karaköy Güllüoğlu’nun adını aldığı, ait olduğu İstanbul ile bütünleşmesini sağladı. Geçmiş ile gelecek, gelenek ile yenilik, Gaziantep ile İstanbul, İstanbul ile dünya arasında -Galata köprüsünü merkeze alarak- markamızın köprü görevini temsil eden bir logo tasarımı çalıştık. Ve desenlerimizi de semtimizin köprüsünden aldık. Özetle kimliğimizi, karakterimiz, hikayemiz ve değerlerimizle uyumlu hale getirirken, bizi ayrıştıran unsurları yenileyerek hatırlatmayı hedefledik. Marka başarınızın sürdürülebilir olmasında hangi hususların etken olduğunu düşünüyorsunuz? Bunu üç şeye bağlıyorum. İlk olarak yöresinden ve mevsiminde iyi hammadde kullanımı ki bunu tedarikçilerimize borçluyuz. Üç nesildir çalıştığımız tedarikçilerimiz var. İkinci olarak işin ehli ustalar yetiştiriyoruz ve onlarla çalışıyoruz. Burası bir okul ve ilk mesleğe burada başlayıp, buradan emekli olan çok ustamız var. Son olarak da işin başındaki kişi de aynı zamanda işin ustası. Biz de aynı çıraklıktan geçerek bu işi yapıyoruz. Üretim tesisiniz ve kalite anlayışınız hakkında neler söylemek istersiniz? Üretim tesisimiz 1996 yılında açıldığında Türkiye ve belki de dünyadaki ilk tam teşekküllü baklava tesisi olarak hayata geçmişti. Bugün aynı yerde geleneksel üretim yöntemlerini bilimsellikle ve teknolojiyle birleştirip zanaatı geleceğe taşıyoruz. Klasik metot ve çeşitleri tatbik etmenin yanı sıra üretimimiz içerisinde diyabetik, glütensiz ve vegan baklavalarımız da var. Gıda güvenliğini önceleyen uluslararası sertifikasyonları da sektörde ilk sağlayan firmayız. Online satış kanalınız hakkında bilgi verir misiniz? E-ticaret bizim için aslında çok eski bir mecra. 15 seneden fazladır bu işin içindeyiz. Sektörde de ilktik. Belki de tek semtte hizmet veren bir firma oluşumuzdan, diğer firmalara kıyasla tüm İstanbul’a ve dünyaya ulaşmak bizim için daha öncelikliydi. Zaman içerisinde teknoloji geliştikçe biz de buna ayak uydurduk. Lojistik, paketleme ve internet altyapısı anlamındaki gelişmeleri yakından takip ettik. 2-3 sene sonrası için planladığım altyapı geçişleri vardı ancak pandemiyle birlikte bu planları öne çekmek durumunda kaldık. Mesela önce hazır e-ticaret altyapısı kullanıyorduk şimdi kendi özel altyapımıza geçtik. Bununla birlikte üretimi de içine alan bir ERP yazılımla e-ticareti birbirine bağladık ve ürünün üretilmesinden teslim olduğu zamana kadarki süreci sistem üzerinden izlenebilir hale getirdik. Röportajın tamamı Gastronomi Turkey by Rafine'nin 3'üncü sayısında. Haberin tamamını okumak için; https://rafinedergi.gastronomiturkey.com/3/