Şubat ayında kapılarını açan ve Karaköy’ün ruhuna yakışır bir mekan olarak misafirlerini ağırlayan Mon Ange, iyi yemek, iyi müzik ve iyi içki kavramlarını bir arada sunuyor. Mekanın atmosferi ve hizmet kalitesi de bir o kadar iddialı…
Karaköy’deki lezzet duraklarına bir yenisi daha eklendi. Fine dining konseptiyle misafirlerini ağırlayan Mon Ange, haftanın her günü açık. Gece 22:30’dan sonra kulüp haline gelen ve sabahın ilk ışıklarına dek eğlenmeyi seven misafirlerini ağırlayan mekanda, tüm detaylar ‘iyi hissettirmek’ üzerine kurgulanmış.
Mekanın girişindeki gösterişli avize, şaşaalı bir karşılama yapıyor. Sonrasında ise mozaiklerin bir araya getirilerek gül halini almış şekli bar üzerinde göze çarpıyor. Mekanın dekorasyonundaki en büyük iddiası ise duvara gömülü akvaryumu. Adeta bir tablo hissi veren akvaryumun diğerlerinden farkı ise içinde balıklar yerine denizanalarının yaşıyor olması… Küçük bir mekan olmasına rağmen oldukça iyi kurgulanan Mon Ange’ın üst katı ise yine dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Kırmızı kadife perdeler mekanın gösterişli halini, tam karşısındaki kanepe de samimiyetini yansıtıyor. Misafirleriyle arasına mesafe koymayan, hem çok şık hem de çok rahat bir mekan Mon Ange…
Mutfakta ‘kadın eli’ var
Mon Ange’ın mönüsünde dünya mutfağından seçenekler yer alıyor. Executive Chef Burçak Ersen tarafından oluşturulan mönüde, deniz ürünlerinden et seçeneklerine her damak tadı için bir alternatif bulmak mümkün. Mutfak şefliğini Gizem Gündüz’ün sürdürdüğü mekanın ekmekleri, makarnaları ve tatlıları Pasta Şefi İrem Boz tarafından hazırlanıyor. Mutfak danışmanlığını ise Executive Chef Alican Gürbüz sürdürüyor. Başlangıçlarda Fransız soğan çorbasından kabak çiçeği tempura’ya, mühürlenmiş orkinostan ızgara ahtapota kadar birçok seçenek var. Salatalardaki alternatiflerden beluga mercimeği ve dana carpaccio öne çıkıyor. Makarnalardan ise balkabaklı ravioli oldukça farklı ve lezzetli. Ana yemeklerde ızgara deniz tarağı, fırında somon, ızgara dana ciğer, güveçte işkembe, kuzu incik ve kuzu kafes gibi seçenekler mevcut. Tatlılardan ise poşe armut mutlaka denenmeli. Tarçın, anason, beyaz şarap, karanfil, kişniş ve karabiber tatlıya özel bir lezzet katıyor. Ekmeklerden makarnalara kadar her şeyin kendi mutfaklarında hazırlandığını söyleyen Pasta Şefi İrem Boz, “Bu konuda büyük özen gösteriyoruz. Her şeyi kendi mutfağımızda bize özel olacak şekilde hazırlıyoruz” diyor.
Toplam 100 kişilik oturma kapasitesi olan Mon Ange’ın yemek konusundaki temel amacı, misafirlerinin yemek yerken mutlu olması. Bu amaç doğrultusunda çalıştıklarını söyleyen Mutfak Şefi Gizem Gündüz, “Oluşturulan mönüde her seçenek birbirini destekleyici ve hepsi oldukça lezzetli. Tabii bazıları öne çıktı. Örneğin kuzu incik, üç saate kadar sosuyla birlikte pişirilerek hazırlanıyor ve firik risotto ile sunuluyor. Beluga mercimeği ise kendisine çok yakışan portakal ve yeşilliklerle hazırlanıyor. Yunan usulü bir pişirimle hazırlanan ahtapot da önceden fırında sonra da ızgarada pişiriliyor. Suyunda ise şarap, sirke, zeytinyağı bulunuyor. Üzerine de zeytin, turşulanmış limon kabukları, közlenmiş biber ve zeytinyağının bir araya gelmesiyle hazırlandığımız sostan kullanıyoruz. Oldukça lezzetli oluyor” diyor. Barda ise Barmaid Gülşah Arıkan var. Kokteyller arasından Shades of Freen ve Mon Ange Passion öne çıkıyor.
Her talebe cevap veriyor
Henüz yeni bir mekan olmasına rağmen müdavimlerini oluşturan Mon Ange hakkında İşletme Müdürü Erdal Atik ise şunları söylüyor: “Açıldığımız günden bu yana özenli ve özel bir mekan olmak için çalışmalar sürdürüyoruz. Mönümüz oldukça iddialı. Özellikle her yemeğin denenmesini öneriyoruz. Her biri ayrı bir lezzete hakim. Her talebe cevap veren bir mekan olmayı amaçladık. Akşam yemeklerinde özel seçenekler sunulan, sonrasında kulüp konseptine geçerek misafirlerin eğlendiği bir mekan burası. Haftanın iki günü DJ performansları da eğlenceli anlara eşlik ediyor. Tüm bunlarla birlikte bar mönümüzün çeşitliliği de oldukça iddialı ve misafirlerimizden tam not alıyor” diyor.
www.karakoymonange.com