Muutto Anatolian Tapas Bar Casual dining konseptinde lezzetli paylaşımlık mezeler

Başarılı Şef Umut Karakuş’un geçtiğimiz aylarda Galataport İstanbul içerisinde açtığı Muutto Anatolian Tapas Bar, göç teması üzerinde şekillenen Anadolu mutfağının lezzetli mezelerini kendi yorumuyla konukların beğenisine sunuyor. Şef Karakuş konsepti, “Paylaşımlık tabaklardan oluşan bir menümüz var. Bu restoranı fine ile casual arası, herkesin yemek yiyebileceği kadar rahat ama aynı zamanda şık bir konseptte tasarladık. Muutto Anatolian Tapas Bar’ı dünyanın önemli birkaç lokasyonunda da açabileceğimiz bir noktada konumlandırıyoruz” sözleriyle anlatıyor.

İlk olarak 2019 yılında Moda’da Şef Umut Karakuş’un sokak lezzetlerini kendi yorumuyla sunmaya başladığı Muutto, bugün Street Food ve Anatolian Tapas Bar olmak üzere iki farklı kurguyla büyümeye devam ediyor. Şu anda beş şubesi bulunan Muutto markasının Anatolian Tapas Bar konsepti ilk olarak Galataport İstanbul bünyesinde açıldı. Şef Umut Karakuş, X İletişim Kurucu Ortaklarından Cem Karakuş ve iş insanı Miraç Kayhan tarafından açılan Muutto Anatolian Tapas Bar’ın yeni bir şubesi ise yakın zaman içerisinde Fişekhane’de de konuklarına hizmet vermeye başladı. Umut Karakuş, markayı kurgularken Muutto isminin bile ileriye dönük tasarlanmış bir isim olduğunu söyleyerek, ekliyor: “Daha o dönemden ileriye dönük öngörülerim vardı. Hatta Covid-19 nedeniyle bir ara olmasaydı daha hızlı büyüyebilirdik. Yıl sonuna kadar iki konsept üzerinden toplam 11 şube açmayı hedefliyoruz.” Markanın yeni konsepti Muutto Anatolian Tapas Bar’ı ve Muutto’nun yolculuğunu Şef Umut Karakuş’tan dinledik. “Hayal ettiklerimi bir sofraya dökmek istedim” Geçmişte yaptığı başarılı işlerle adını sık sık duyduğumuz yeni nesil şeflerden Umut Karakuş, Muutto’nun kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: “10-12 kişilik küçük dükkanlardan oluşan tamamen gusto yemekler yapan, fiyatları herkesin gelip yemek yiyebileceği kadar uygun olan bir dükkan hayal ettim. Bunu dürümle ve mezeyle yapmak istedim. Benim zaten hep çalıştığım bir işti. Hayal ettiklerimi bir sofraya döktüm diyebilirim. Ulaşabilirlik benim için önemli bir konuydu. Çünkü Türkiye’de yeme-içme kültürünün gelişebilmesi için sadece şef restoranlarına değil sokaklarda farklı ve yenilikçi yemeklerin yapılmasına ihtiyaç var. Ben bu mantıkla hareket ederek Moda’da bulunan Street Food konseptinin alt yapısını oluşturdum. Acı erikle hazırlanan limonatalardan tutun da koruk suyu, hardaliye suyu, acılı ayran gibi birçok içecek hazırladım. Bu içecek menüsüyle de aslında insanlara bir şey öğretmek istedim. Bence şeflerin ana görevlerinden bir tanesi de öğretmektir. İnsanlara rakı sofrası olmadan da mezenin tüketebileceğini, bu ürünlerin çok sağlıklı olduklarını, bir tabak mezenin öğle yemeği olarak da yenebileceğini gösterdim. Bu temellere sahip konseptimiz başarılı olarak insanların da beğenisini kazandı. Galataport içerisindeki projede ise markanın büyüyebilmesi için kendi içerisinde byeni bir yol haritası hazırladık. Bu nedenle de Anatolian Tapas Bar konseptini hayata geçirdik.” Türk mutfağının farklı bir halini tapas konseptiyle sunuyor Galataport İstanbul içerisinde bulunan Muutto Anatolian Tapas Bar, iki ayrı bölümden oluşuyor. Boğaz manzarasını da görebildiğiniz ön kısımda açık alan ve barın da konumlandığı bir iç alan mevcut. Mekanın arka bölümünde ise açık mutfak alanı kurgulanmış. Açık mutfakta pişen yemekleri de rahatlıkla izleyebileceğiniz oturma alanlarına da sahip mekanın arka bölümünde de dış alanda oturma alternatifi yaratılmış. Erhan Sağır imzası bulunan restoranda komple açık mutfak detayı ve şık dekorasyon dikkat çekmeyi başarıyor. Karakuş, “Restoranı tasarlarken kalitenin hiçbir zerresinden ödün vermedik. Komple açık mutfak, mermer masalar, seramiklere kadar her şey özel olarak tasarlandı” diyor. Mekan oluşturulurken meze bar tanımı yerine tapas tanımını tercih etmelerinin de bilinçli ve düşünülerek yapıldığını söyleyen Karakuş, bu tanım ile ilgili şöyle konuşuyor: “Tapas, bir yemek ismi değil. Tapas gün sonunda bir konseptin adı. Dünyanın her yerinde anlaşılır bir isim. İnsanlar bu terimi gördüklerinde nasıl bir sunumla karşılaşabileceklerini de bilirler. Bizim meze kültürümüze de benzeyen bir şey tapas; bir paylaşım kültürü. Meze bar demedim çünkü bu tanımın Türkiye’de yanlış bir algısı olduğunu düşünüyorum. Meze barı denildiğinde bu rakıyla eşleştiriliyor. Biz ise ağırlıklı yemek servis eden bir dükkânız. Benim saatlerce sous vide pişirdiğim, günlerce demlediğim bir ürünü rakıyla servis etmek istemiyorum. Bu çağrışımı da açıkçası ortadan kaldırmak istiyorum. Türk mutfağının farklı bir halini çok kolay bir terimle anlatmak istediğim için tapası tercih ettim. Konsept ise herkesin yemek yiyebileceği kadar rahat ama aynı zamanda birilerini ağırlamak isteyeceği kadar da şık kurgulandı.” Göç mutfağının lezzetleri başrolde Muutto Anatolian Tapas’ın menüsünde kadim Anadolu’nun hikayelerini barındıran birçok lezzet bulunuyor. Ancak Şef Karakuş’un hayal gücü ve tecrübelerinin eseri olarak bambaşka bir yorum ile servis ediliyor. Restoranda taze otlar ve baharatlarla hazırlanan ve yoğurt köpüğüyle servis edilen mücver, patlıcan kumpir, hardallı levrek, leblebi humus, pazı sarması, tapas trio balık, vişne yağı, tarhana, patates, ve pekmez gibi malzemelerle hazırlanan ahtapot, turşu aromalı çıtır patates topları gibi birçok lezzeti deneyimleyebilirsiniz. İlk defa Umut Karakuş tarafından restoran menülerine giren Nazuktan’ın hikayesi ise şefin çocukluğuna dayanıyor. Patlıcan, kaymak ve haşlanmış buğdaydan hazırlanan Nazuktan, Karakuş’un babaannesinin yaptığı bir yemekmiş. Mekanda diğer en sevilen ürünlerden birisi mürekkep balığıyla birlikte pişirildiği için dış hamur harcı siyah olarak servis edilen topik. Karakuş reçeteler geliştirirken kalıplara takılmamak gerektiğini söyleyerek, “Gelenekselin geleceğe yolculuğunda bu yemekleri hem içselleştirmemiz hem de daha yükseğe çıkarmamız gerekiyor. Yemek çok evresel bir şey aslında. Bu yüzden kalıplar içerisinde tutmak zor. Ama tüm bu kültür birikiminin üstünü çizip bambaşka bir şey yapacağım demek de zor. Koruyarak, kollayarak ve geliştirerek geleceğe taşımalıyız. Dünya hızla değişiyor. İklim, doğa değişiyor. Biz de tüm bunlarla birlikte değişmek zorundayız.” Ayrıca mekan el yapımı kokteylleriyle de ön plana çıkıyor. Mekanın imza kokteyllerinden biri olan Hidden Treasures, mezcal, ev yapımı acı biber reçeli, bergamot köpüğü ve nardan oluşuyor. Kullanılan bergamot Finike’den geliyor. Galataport İstanbul bünyesindeki Muutto Anatolian Tapas Bar’ın mutfak projesinde S2000 ile çalıştıklarını ifade eden Şef Umut Karakuş, “Özellikle endüstriyel mutfakların servis ağı ve hızı bizim gibi restoranlarda çok önemli bir kriter. Çünkü neredeyse her gün servisle ilgili işlerimiz olabiliyor. Ve gece yarısı bir sorun yaşadığımda bile yetkili birilerine ulaşabilmem gerekiyor. S2000 bu anlamda sattığı ürünün arkasında, çözüm önerileri üretebilen bir firma olduğu için bu projede birlikte çalıştık. www.muutto.com.tr