Tarsus Yeryüzü Pazarı: Farkındalık yaratan ilk plastiksiz pazar

Slow Food Hareketi öncülüğünde kurulan altı pazarından biri olan ve yüzde 80’i kadınlardan oluşan Tarsus Yeryüzü Pazarı’nda üreticiler, ‘plastiksiz’, temiz ve çevre dostu ürünlerini tüketiciye sunuyor.

Slow Food Hareketi bugün 150 ülkede iyi, temiz ve adil gıda için çalışıyor. Hedefleri; Slow Food birlikleri, Slow Food Aşçı Dayanışması ve yeryüzü pazarları ile toplumu bilinçlendirmek... Slow Food Hareketi’nin en önemli manifestolarından biri doğayı ve çevreyi temiz tutmak. Bu nedenle dünyada plastik kullanımı sınırlanmalı veya tek kullanımlık olmamalı. Bu bilinci oluşturmak adına da Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı ekibi ‘plastiksiz pazar’ projesini hayata geçirdi. Pazarın koordinatörü Yasmina Şelfun Lokmanoğlu, aynı zamanda Slow Food Türkiye’nin Ark of Taste (Nuh’un Ambarı Ürünleri), Aşçı Dayanışması ve Yeryüzü Pazarları Koordinatörü. Kendisiyle plastiksiz pazarın oluşum sürecini ve detaylarını konuştuk. Slow Food Hareketini bilmeyenler için nasıl tanımlarsınız? Slow Food Hareketi 1989 yılında İtalya’nin Piyemonte bölgesini koruma amacıyla bir grup sivil tarafından başlatılmış. İtalyanlar, yemek ve lezzet konusunda çok gelenekselcidir, alışkın oldukları lezzetleri kaybettiklerini fark etmişler. Araştırmaya başladıklarında, kendi yemeklerini pişirdikleri atalık tohumların yerine Hollanda’dan ithal edilen tohumların kullanıldığını fark etmişler. Ayrıca, Piyemonte bölgesinde ünlü Barolo üzümlerinin endüstriyel kirlilik nedeniyle kaybolmaya başlayacağı ve dolayısıyla şarap üretimini tehdit edeceğini hissetmişler. Bu durumun domino etkisiyle hayvanların meralarına da zarar vereceğini ve bu meralarda yetiştirilen hayvanların da beslenme alanlarının etkileneceğini fark etmişler. Bu nedenle, hareketi önce kendi bölgelerinde başlatmışlar ve daha sonra bütün İtalya’ya yaymışlar. Böylece Slow Food hareketinin temelleri atılmış. Sonrasında da Fransa, Almanya, Japonya gibi toplam 15 ülkenin katılımcıları ile Paris’te Slow Food International’ı hayata geçiren anlaşmaya imza atmışlar. Şu an Türkiye dahil toplam 150 ülkede Slow Food Hareketinin temsilcileri var. Ülkemizde Ark of Taste ürünleri dediğimiz Nuh’un Ambarı ürünlerinin tescili için kalkınma ajansları ve ticaret odaları harekete geçmeye başladı. Bu farkındalık bizim çok sevindiğimiz bir gelişme. Küçük adımlarla da olsa yerel ürün ve üreticilerin önemini fark ettikçe mutfak kültürümüzün zenginliğini koruma şansımız devam edecek., Slow Food Hareketinin önderliğini yaptığı konulardan da bahsedebilir misiniz? Slow Food Hareketi, biyoçeşitlilik, eğitim ve topluluk bağlantısı gibi temel prensipler üzerine kuruldu ve sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmayı hedefliyor. Slow Food Hareketi, şu üç ana başlık altındac özetlenebilir: Biyoçeşitlilik: Doğru üretim yaparak bölgenin korunmasına ve bölge toprağı ile ikliminin özelliklerinin korunmasına katkıda bulunulur. Bu sayede yerel mutfak kültürü ve lezzet de korunmuş olur. Hareket, fast food’a karşı bir duruştur ve yemeğin yavaş ve lezzet alarak yenilmesini teşvik eder. Eğitim: Çocuklardan gençlere ve yetişkinlere kadar toplumun her kesimini biyoçeşitliliğin önemi konusunda eğitmek önemlidir. Bu eğitim, yerel gıda üreticilerinin desteklenmesi, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesi gibi konuları kapsar. Topluluk Bağlantısı: Slow Food Hareketi, yerel toplulukları bir araya getirerek paylaşım, dayanışma ve bilgi paylaşımını teşvik eder.Yerel üreticilerin, şeflerin, aşçıların tüketicilerin birlikte çalışarak sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmasına yardımcı olur. Tarsus Yeryüzü Pazarı’nda “plastiksiz pazar” projesi nasıl başladı? Biz pazarı nasıl plastiksiz hale getiririz diye düşünüyorduk. Çünkü plastik doğaya zarar veren ve maalesef vazgeçilmez gibi görünen bir malzeme. O sırada GEF (BM Kalkınma Programı Küresel Çevre fonu) ve SGP ‘nin (Küçük Destek Programı) açtığı plastiksiz yaşam ile ilgili bir hibe projesine başvurduk. Bu hibe projesi plastiksiz pazar konusunda farkındalık yaratacak eğitim ve seminer organizasyonlarının da önünü açtı. Pazara katılan tüm üreticiler bahsettiğiniz PGS (Participant Guarantee System) ile pazara dahil olabiliyor. Bu sistemin özellikleri nedir? Katılımcı garanti sistemi Slow Food International tarafından uygulanan bir sistem ve IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements) tarafından geliştirilen bir sistemi kendine adapte etmiştir. Bu sistem, yerel gıda üreticilerini ve tüketicilerini bir araya getirerek güvenilir ve sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmayı hedefler. Katılımcı garanti sistemi, organik tarım uygulamalarını teşvik eder ve yerel üreticilerin ürünlerini doğrulamak ve sertifikalandırmak için yerel topluluklarla işbirliği yapar. Bu sayede, tüketiciler ürünlerin nasıl üretildiği ve işlendiği hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve güvenilir ve kaliteli gıdalar satın alabilir. Katılımcı garanti sistemi, yerel ekonomiyi desteklemek, topluluk bağlarını güçlendirmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla önemli bir rol oynar. Tarsus Yeryüzü Pazarı’nda kaç üreticiniz var? Şu an 30 üreticimiz var. Hedefimiz 60 üreticiye çıkarmak. Tarsus’u ziyaret eden yerli ve yabancı turist olmasına rağmen maalesef pazar günleri restoranlar kapalı, bu nedenle pazarımıza ekstra yoğun bir ilgi de söz konusu, bu nedenle yeryüzü pazarındaki üreticilerimizin sayısını arttırarak dönüşümlü olarak tezgah açmalarını hedefliyoruz. Pazarımızda üreticiler ve üretim yapanlar var. Üretim yapanlar da mutlaka tüm ürünleri pazar üreticilerimizden alarak geleneksel tekniklerle yerel lezzetlerimizi servis ediyorlar. Yeryüzü pazarımızın yüzde 80’i kadınlardan oluşuyor. Pazarda yer alan tüm üreticilerimiz birbirine de her konuda destek oluyor. Tarsus Yeryüzü Pazarı’na gelenler hangi ürünlere ulaşabilir? Öncelikle her mevsimde hasata göre ürünlerimiz değişiyor. Mersin Gülnar’dan bakliyat çeşitlerimiz geliyor, Gülnar kıraç bir bölge ve susuz tarım yapılır, en güzel bakliyat orada yetişiyor. Mevsimlik sebzeler, narenciye çeşitleri, zeytinyağı, bal, avokado, kuşkonmaz, nar, yabani sarımsak gibi ürünleri bulabilirsiniz. Hatta pazarımızda dört nesildir nergis üreticisi olan bir tezgahımız bile mevcut, aynı zamanda lavanta çiçeği satışı da yapıyorlar. Plastiksiz pazarda müşteriler ürünlerini ne ile taşıyor? Öncelikle her tezgahımızda kağıt ya da bez torbalar var. Başta da bahsettiğim gibi aslında tüketici de bizimle birlikte bunun önemini öğrenip kavradı ve bu durumu hiç yadırgamıyorlar. Hatta kendileri boş kavanozlarını getirip dolum yapılabilecek ürünleri o şekilde satın alıyorlar. Tarsus Yeryüzü Pazarı nerede kuruluyor? Pazarımız yaklaşık 500 yaşında olan Kubatpaşa Medresesi’nin önünde kuruluyor. Ayda iki defa pazar günleri açılıyor. Tarsus Belediyesi ve Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası bize her konuda destek veriyor. Pazarda aynı zamanda çocuklar ve gençler için farklı eğitici etkinlikler düzenliyoruz. Yine belirli periyotlarda Slow Food Aşçı Dayanışması şeflerimiz ile atölyeler düzenliyoruz. Türkiye’de şu an kaç tane yeryüzü pazarı var ve hangi illerde kuruluyor? Şu an altı tane yeryüzü pazarımız var. İstanbul Şile Palamut, İzmir Foça, Kastamonu, Adana ve Muğla’da yer alıyor. Bir de açılacak olan iki tane yeryüzü pazarımız var, bir tanesi Kapadokya ve bir diğeri de Göbeklitepe’de olacak. Hedefimiz kısa zaman içinde her bölgemizde yeryüzü pazarlarını kurarak iyi, temiz ve adil gıdaya ulaşımın önemi konusunda herkese ulaşmak ve farkındalık yaratabilmek.