The Stay Bosphorus; İstanbul’u yaşatan lüks bir deneyim

köklü bir ev de olabiliyor, eski bir hastane ya da bir kütüphane binası da… Çünkü artık gezginler tarzı, karakteri ve kendine has ruhu olan mekanlarda konaklamak, hatta yemek içmek istiyor. The Stay de bir felsefesi olan ve sadece turizm odaklı değil aynı zamanda eğlence sektörüne hitap eden konsepti ve konumlandıkları tarihi yapılarıyla farklı bir konaklama deneyimi sunan bir marka. Mars Entertainment Group’un kurucularından Muzaffer Yıldırım’ın yatırımlarından olan The Stay markası altında Bosphorus, Nişantaşı, Galatarasay ve Alaçatı’da konumlanan dört otel bulunuyor. Marka, önümüzdeki yıllarda yurtdışına da açılmayı planlıyor. The Stay Bosphorus Hotel, geçmişte pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış olan, lokal cafe’ler, lokantalar, galeriler ve butiklerle dolu dar sokaklarla çevrili Ortaköy mahallesinin merkezinde yer alıyor. Dolmabahçe Sarayı dahil, İstanbul’daki pek çok saray ve köşkün mimarı olan Balyan ailesi tarafından 19’uncu yüzyılda inşa edilen özgün köşkün tarihi değerleri korunarak, modern ve tasarımı odak noktasına alan bir yapı olarak hayata geçen The Stay Bosphorus Hotel, konforlu ve lüks bir konaklama deneyimine geçmişin izlerini taşıyor. Dekorasyonda Autoban’ın imzası var Şehrin Boğaz’a en yakın konumda olan odalarını sunan, hemen yanı başındaki vapur iskelesiyle deniz ulaşımında da kolaylık sağlayan The Stay Bosphorus’un mimarisinde, uluslararası başarılara imza atmış olan ödüllü tasarım firması Autoban’ın imzası var. Misafir odaklı anlayışa sahip otelin tasarımında, konukların kendinden bir parça bulabilecekleri detaylara yer verilmiş. Doğal ve rahatlatıcı renkler, mermer dokular, ahşap sıcaklığının bir arada olduğu ve markanın logosuna da yansıyan simetrik detaylar gibi… Otelde, kimisi Boğaz’ın ve Sultanahmet’in etkileyici manzaralarına kimisi Ortaköy meydanının bakan, şık ve modern dekorasyonuyla dikkat çeken 26 adet oda bulunuyor. Odalarda internet, televizyon, çay kahve hizmeti, mini bar gibi standart hizmetlerin yanı sıra konukların özel isteklerine de hizmet ediliyor. Oda servisi 23:00’e kadar sürüyor ve buraya özel bir mönü oluşturulmuş. Özellikle kahvaltı konusunda farklı alternatiflere yer verilmiş. Lezzetleriyle de İstanbul’a doyuruyor The Stay Bosphorus Hotel, konuklarını sadece eşsiz bir Boğaz manzarası ve lokal hayatın keyfiyle değil, sunduğu lezzetleriyle de İstanbul’a doyuruyor. Anneannesinin mutfağında çocuk yaşlardayken çıraklıkla mesleğe adım atıp 20 yıldır mutfakta olan, mutfak sanatını yaptığı danışmanlıklarla da mekanlara taşıyan, kitap yazarı Şef Arzu Öztürk, bugün The Stay’in mutfak koordinatörlüğünü yapıyor. Öztürk, otel konseptiyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Burası aslında bir davet oteli. Düğün, doğum günü, baby shower, iş toplantıları, lansman gibi çeşitli etkinliklere sürekli sev sahipliği yapıyoruz. Lounge’ımızda restoran hizmeti vermenin yanı sıra organizasyon içeriğine göre toplantı salonuna dönüşebilen bir sisteme sahibiz. Otelin arka kısmında da başka bir toplantı alanımız var.” The Stay Bosphorus Hotel, konuklarına modern Türk Mutfağı’ndan lezzetler sunuyor. Otelde sabah yeme-içme servisi 07:30’da açık büfe kahvaltıyla başlıyor. Pastane ürünlerinden reçellere kadar her şey kendi mutfaklarında hazırlanıyor ve yerel ürünler kullanılıyor. Şef Öztürk, “Her ne kadar dünya mutfağından tatlar olsa da kendi damak tadımıza göre uyarlıyoruz. Bu yüzden modern Türk Mutfağı olarak tanımlıyorum buranın mutfağını. Karıştırmayı çok seviyorum. Çok klasik bir yemekle modern bir yemeği birleştirmek bana çok keyif veriyor. A La Carte mönüsüne ek olarak burada sürekli davet mönüleri hazırlıyoruz. Standart sunduğumuz davet mönülerini, konukların istekleriyle farklılaştırabiliyoruz. Bu da sürekli kendinizi yenilemenizi ve farklı tatlar üretmenizi sağlıyor” diyor. www.thestay.com.tr