Kalite ve tasarım anlamında ön plana çıkan ithal markaları portföyünde bulundurarak yaklaşık 13
yıldır başarılı bir çizgide çalışmalarını sürdüren Erenil, yeni bir döneme geçiş yapıyor. İlk olarak ortaklık
yapısı değişen ardından shoowroom’unu Kâğıthane Ofispark’a taşıyan firma, ürün portföyünü
çeşitlendirerek yeni markalar ekledi. Alanında en büyük showroom’a sahip olduklarını söyleyen Erenil
Ortağı Yelda Ertuğrul, “Nisan ayında çok güzel bir açılış yapmayı hedefliyoruz. Burada dört farklı
mekâna servis yapabilecek alana sahibiz” diyor. Ertuğrul ile yeni süreci konuştuk.
Yeni showroom’dan bahseder misiniz? Süreç nasıl ilerledi? İlk olarak portföyümüzde bulunan 18 markaya yenileri eklendi. Öyle olunca da Beyoğlu’nda bulunan showroom’a sığmaz olduk. Yeni showroom Kâğıthane Ofispark içerisinde, giriş katta yer alıyor. Hem toplu taşıma hem de arabanızla rahatlıkla gelebileceğiniz, otoparkı ve güvenliği olan bir yer. Burada sadece sofra üstü malzemesi değil, açık büfe ürünlerini ve makinelerini de sergileyebileceğimiz bir alana sahibiz. Ürünlerin tamamına yakını görülebiliyor. Ayrıca bir bar alanı da yaptık. Ekim ayında taşındık ve o günden beri yerleşmeye çalışıyoruz. Açılışı da tam yerleşemediğimiz için de Nisan ayına erteledik.
Erenil son dönem ürün portföyüne hangi markaları ekledi? Öne çıkan özellikleriyle anlatır mısınız?
Çok ünlü ve yıllardır sattığımız markalarımız var; WMF, Churchill, nRosenthal, Sambonet Paderno, Matfer Bourgeat, Degrenne, Imagilights, Safran, Bodum gibi. Son dönemde yeni ortaklarımızla birlikte portföyümüze yeni markalar da eklendi. İlk olarak Le Coq Porcelaine adında bir İtalyan firmayla anlaştık. Bu marka özel yemekler için özel porselenler yapıyor. Ona bağlı bir marka olan Ilsa kahve ürünleri ve tencere tava ürünleri üretiyor. De Buyer var yine son dönem satmaya başladığımız bir firma. Hindistan markası çok güzel açık büfe ürünleri olan Neeti Udyog ile yeni anlaştık. Tabii getirmek zor olsa da kişiye özel çalışan bir marka. Bar ve büfeleri istediğiniz gibi ve başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz tasarımlar olarak üretiyor. Ayrıca uzun yıllardır çalıştığımız markalarda da bazı değişiklikler oldu. WMF, bizim metal çatal bıçak firmamız porselen sektörüne girdi. Tıpkı Churchill firmasının da çatal üretimine başlaması gibi. Artık her firma cam hariç her şey üretiyor. Sambonet, Rosenthall ve Paderno grubunun bir markası daha var, Arthur Krupp... Son dönemde uzun yıllardır çalıştığımız çatal, bıçak ve porselen dışında mutfak ekipmanları da çok talep gören alanlarımızdan biri oldu.
2022 yılı nasıl geçti? 2023 yılı ön görüleriniz neler?
Öncelikle şunu söylemeyelim ki; tüm markalarımızda satışlarımız arttı. Bunun birçok nedeni var. İlk olarak turizm sektörü 2023 yazının çok hareketli geçeceğini ön görüyor. Özellikle Bodrum başta olmak üzere Ege ve Akdeniz bölgesinde otellerde hareketlilik var. Eskiden bizim ciromuz yüzde 50 restoran,yüzde 50 oteldi. Şimdi ciromuzda otel yüzde 80 oldu. Son dönem yurt dışında iki tane Türk firmasının yaptığı büyük otel işi aldık. Intercontinental Taşkent, Swissotel Çeşme gibi çok büyük yabancı menşeili otel projesinde çalışıyoruz. Artan kura ve gümrük vergilerine rağmen yerli markalarla fiyat anlamında aramızda uçurumlar yok. Örneğin Churchill’in banket için verdiğimiz düz tabağı birçok yerli firmadan daha ucuz ve kırılmıyor. Öyle olunca işletmeler de senelerce kullanılacak, çizilmeyecek, kenarı çıtlamayacak yüksek kaliteli ürünlerle servis sunma fikri ağır basıyor. Dolayısıyla hizmet anlayışı gereği yüksek kaliteli bir servis sunmak istiyorlar. Bu nedenle de ithali çok kolay bir şekilde tercih edebiliyorlar.
Portföyünüzde bulunan markaların sizce sektörde öne çıkan özellikleri neler?
En önemlisi prestij sunuyoruz aslında. Çatal bıçağın paslanmaması, çok uzun yıllar kullanılabilmesi, tabağın renginin solmaması ya da kenarının çıtlamaması bunlar çok önemli konular. Üstüne prestiji koyunca artık mal kendi kendini satıyor. Uzun uzun anlatmamıza gerek kalmıyor. O hizmeti alırken özel hissettirmek, dünyada bilinen özel tasarımlarla servis almak günümüzün konuk beklentilerine de paralel. Ayrıca en fazla bir buçuk ay gibi bir sürede ürünleri teslim edebiliyoruz. Artık stok tutmuyoruz. Yerli firmalar ortalama iki ayda mal veriyor. Ben bir buçuk ayda gümrükleyip, içeriye çekiyorum. Yabancı büyük firmalar Covid- 19 pandemisinde stok tuttular. Churchill’de 50 milyon stok vardı ve pandemi biter bitmez eridi, talep çok yoğun oldu. Dolayısıyla bu süreçte durmayan ve stok yapan bütün firmalar kazandı.
Bu dönem tasarımsal anlamda neler ön planda?
Artık renkli tabaklar çok fazla. Yine çok kopyalanıyoruz yerli firmalar tarafından. Ama yabancılar bunu çok önemsemiyor. Görüntüde kopya olabilir ama kullanımda çok farklıyız diyorlar. Banketler her zaman beyazdır. 26 yıldır bu işi yapıyorum bu hiç değişmedi. Ama bütün A La Carte’lar oransal olarak değişiklik gösterse de renkli ürün kullanıyorlar. Churchill bu sene yeşil, gri ve mavi renklerinin olduğu ürünler çıkardı. Yemeği öldürmemek adına soft renkler tercih ediliyor. Le Coq Porcelaine bünyesinde de çok renkli tabak var. Ve birbirlerine miks edilebilmesi de çok önemli. Tek bir seriye mahkûm kalmıyorsunuz. Bir serinin çukur tabağını aldığınızda başka bir serinin düz tabağıyla miks edebiliyorsunuz. Artık eskisi gibi bir serinin 16 cm’den başlayıp 30’una kadar satın alınmıyor buna gerek de yok. Bir tabakla hemtatlı verip hem antre verebilirsiniz. Mükellef’i komple yeniledik, 8 kişilik bir masada tüm tabaklar başka renk. Bu anlamda ne şeklen ne de renk olarak kural kalmadı. Tek kural yemeği çok öldürmeyecek sertlikte renkler tercih edilmesi. Çatal bıçakta son dönemde pvd dediğimiz ya mat ya da bakır kaplamalar revaçta. Tabii çeliğin önüne hiçbir şey geçemez. Her modele altın kaplama, bakır, siyah ya da mat yapılabiliyor. Bardakta WMF ve Stölzle markaları ön planda. Açık büfeler biraz daha sıcak oldu. Şimdi ahşap, bakır, porselen gibi ürünlerle daha sıcaklaştı.
www.erenil.com.tr