Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) gıda tedarik zincirinde trans yağın elimine edilmesine ilişkin yıllık raporu yayınlandı. Raporda Türkiye, birçok AB ülkesi ve Birleşik Krallık ile aynı dönemde hatta aylar öncesinde, Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerini en iyi şekilde uygulayan ülkeler arasında göze çarpıyor. Ülkemizde margarin üreticilerinin 2007 yılında gönüllü başlattığı ve yüzde 1’in altında olduğu için trans yağsız kabul edilen üretimin, 31 Aralık 2020’de yürürlüğe girecek %2 trans yağ sınırlamasına geçişi kolaylaştırdığını söyleyen Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, toplum sağlığı için uygulamaya dair kontrollerin artırılması çağrısında bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), endüstriyel trans yağların küresel gıda tedarikinden elimine edilmesi çabasının ikinci yılında bir rapor yayınlayarak yıllık sonuçları açıkladı. Rapora göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 hedefine uyan, aralarında Türkiye’nin de olduğu 58 ülkede endüstriyel trans yağ kullanımına kısıtlama getirildi. Örgüt, bu yeni yasal düzenlemeler hayata geçirildiğinde, 2021 yılı sonuna kadar 3,2 milyar kişinin trans yağın etkilerinden korunacağını duyurdu. Ancak 100'den fazla ülkenin gıda ürünlerindeki trans yağı azaltmak için hala önlemler alması gerekiyor. Önerilen yüzde 2 sınırlaması, Türkiye’de birçok AB ülkesi ve Birleşik Krallık ile aynı dönemde hatta aylar öncesinde, 31 Aralık 2020’de yasalaşarak yürürlüğe girecek. Bu yasadan önce ülkemizde trans yağ sınırlaması sadece margarin üretiminde ve gönüllü inisiyatifle uygulanıyordu.
‘Denetim ve kontrollerden taviz verilmemeli’
Yeni açıklanan raporu ve Türkiye’nin bundan sonraki yol haritasını değerlendiren MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nce gıda ürünlerinde yağ bazında %2´ye kadar trans yağ güvenli olarak kabul ediliyor. Ülkemizde ilk defa hazırlanan ve 1 Ocak 2021’de uygulanmaya başlayacak olan yeni mevzuata göre, tüm gıdalardaki trans yağ limiti, AB ülkelerindeki yaygın uygulamalarda olduğu gibi yüzde 2 olarak belirlendi. MÜMSAD olarak 2007’den beri gönüllü olarak ve yasayla belirlenen limitin de altında, yüzde 1 yani bilimsel olarak yok kabul edilen limitlerde trans yağsız margarin üretimimiz devam ediyor. Gönülden desteklediğimiz bu yönetmelik ile şimdiye kadar margarinlerde yapılan gönüllü uygulamanın benzeri yüzde 2 trans yağ sınırlaması ile artık tüm gıdalar için geçerli olacak. Ancak uygulamaların gerçekten yasa ile uyumlu olup olmadığının da takibi gerekecek. Bu noktada denetim ve kontrollerden taviz verilmemesi gerektiğine inanıyoruz.”
Türkiye’de trans yağsız üretime margarin öncülük etti
Raporda cesaret verici uygulamalar arasında gösterilen Türkiye’nin, DSÖ'nün en iyi uygulama kriterlerini karşıladığının altı çiziliyor. Türkiye’nin trans yağsız üretim inisiyatifinin mimarı MÜMSAD’ın öncülüğünde birleşen margarin üreticilerinin, henüz yasa olmadan trans yağsız üretime geçtiğini söyleyen Akdağ, “Türkiye’nin örnek gösterilmesi tesadüf değildir. MÜMSAD üyesi margarin üreticileri, 2000’li yılların başlarından itibaren yaptıkları Ar-Ge çalışmaları ve büyük yatırımlar sonucunda, gönüllü olarak 2007 yılından itibaren trans yağsız üretime geçmiştir. Bu, ürünlerdeki trans yağ oranın %1’in altında (genellikle %0.2 – 0.5) olması anlamına gelir. Bu margarinler kullanılarak üretilen, “Bisküvi, kraker, çikolatalı ürünler ve gofret vb. gibi hazır gıdalar” da trans yağ içermezler. 2008’den bu yana farklı dönemlerde piyasadan alınan ürünler üniversite laboratuvarlarında analiz edilmektedir ve bugüne kadar trans yağ yoktur beyanı yapan hiçbir üründe trans yağ %1’in üzerinde bulunmamıştır.” dedi.
Türkiye başarı örneği oldu
Ülkemizde margarinle başlayan bu uygulamanın yasalaşarak, trans yağların gıda maddelerinden elimine edilmesine önemli katkılar sağladığının altını çizen Ebru Akdağ, “Dünyaya bakacak olursak; gönüllü uygulamasıyla Türkiye, pek çok ülkeye de örnek oldu. ABD’den 11, Kanada’dan 13, AB’den 14 yıl ileride olan ülkemiz, Dünya Sağlık Örgütü’nün koyduğu 2023 hedefini de 16 yıl önce yakalamış durumda. Bu dünyada örneğine az rastlanır bir başarı hikayesidir. Bundan sonra hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Gıdamızda bize yönelik ne varsa etiketinde yer alıyor; trans yağ da bunlardan biri. Hepimiz birer tüketici olarak tercihlerimize dikkat etmeliyiz.” diye konuştu.