Geçtiğimiz haftalarda, gece hayatıyla da ünlü dünyanın en büyük metropollerinden olan İstanbul’un bütün eğlence mekanları, yaşanan koronavirüs salgınından dolayı teker teker kepenk indirmişti. Bir çok işletmeci ve mekan sahibi yaşanan bu olumsuz durumdan oldukça etkilendi. Ödenen yüksek kiraları bu zamana kadar karşılayabilen mekanlar icrayla karşı karşıya kalırken aynı zamanda günlük yevmiyeyle çalışan garsonlar ise oldukça zor durumda.
Yaz sezonu için mekan kiralayan ve satın almaları şimdiden yapan bazı mekanlar, kesilen çekler ve yüksek giderlerle uğraşırken aynı zamanda da işçi bulmakta ve ödeme yapmakta oldukça zorlanıyorlar. Bütün dünyayı etkileyen kovid-19 virüsünün henüz bir tedavisinin bulunmaması sebebiyle yaz sezonu için de herhangi bir öngörü de bulunamayan işletmeler, turizmin ilerleyen günlerde tamamen batabileceğini düşünüyor.
Bir çok ünlü mekan sahibi ve işletmeci çözüm arayışında!
Yazlık sezon için çalışmalara başlamış olan mekanların işletmecileri oldukça sıkıntılı bir durum yaşandığında hemfikir. Ünlü işletmecilerden olan Erkan Kara, “ Turizm sektörü bu ülkenin bel kemiklerinden. Hadi kış sezonunu bir şekil kol kola girip atlattık diyelim. Kapanan 300 binin üzerinde mekan var. Minimumda on kişi çalışıyor olsa 3 milyon istihdam var sektörde. Yaz sezonu için bizim sektöre de ciddi bir destek paketi hazırlanmalı yoksa binlerce garson, komi, işsiz kalacak. Ayrıca şuan halen daha talep edilen yüksek kira ve vergiler mevcut. Bu şekilde giderse her sektör gibi bizim durumumuz da içler acısı olacak” şeklinde konuştu.
“Paket servis çare değil”
Nişantaşı Topağacı’nda henüz birinci yılını doldurmamış, sabah 08:00-00.00 saatleri arasında paket servis de veren Who knows Tesvikiye’nin sahibi olan Zeynep Alphan ise “Tek başıma var olan tüm bilgi ve birikimimi yatırdığım işletmem iki haftadır pandemi sebebiyle kapalı. Devletimiz diyor ki misafir ağırlama ama paket servis yapabilirisin. Kim neye göre güvenip benim yemeğimi kurye aracılığıyla evine sokacak peki? Madem üretim devam etsin diyorlar o zaman bana test yapılsın, iki günde bir, kapıma asayım raporumu, insanlar güvensin ve sipariş verebilsin. Belki taşıyıcıyım vicdanen bu sorumluluğu nasıl kaldırabilirim? Üretim isteniyorsa test yapılması şart” dedi.
“Devlet destek olmalı”
Divine Brasserie Jazz Club’ın İşletmecisi Tekin Kahraman, “Bizim sektörün sizin sektörün sıkıntısı diye bir şey değil aslında. Bir pandemiyle karşı karşıyayız. Her Sektör için geçerli olan bazı öneriler düşünülmelidir. Hem ekonomik açıdan hem de moral ve motivasyon açısından sistemin dönmesi için gerekli önemli sektörlerden biri de yeme içme sektörü. Çalışan sayısıyla istihdama katkısı da bir o kadar değerli. Hal böyle olunca devletimizin en az üç ay boyunca işletmelerin tüm resmi giderlerinde borçlunun devlet olduğunu bildirmesi gerekiyor. Bu sağlandığında da bizim gibi her sektör sadece hastalığın bitmesini bekler ve sorun kısa surede çözülür. Devlet de vergilerine degrade uygular ve dağıttığı parayı toplar” diye konuştu.
“Alkollü mekanlara kredi ötelemesi yok”
Civarda Karaköy ve Kastel İstanbul’un ortaklarından Yiğit Piyade ise şunalrı söyledi: “Beyoğlu bölgesinde bir meyhanenin iki ortağından biriyim aynı zamanda da bir gece kulübünün işletme ortağıyım. Malum Kovid-19 tüm dünyayı etkisi altına aldı. Seyahate gittikçe başka ülkelerdeki sosyal etkileşim alanı olan yerlerin işletmecileriyle tanışıp arkadaş oldum. Çoğuyla sık sık görüşürüm. Stokholm’de Talin’de Londra’da Dubai’de bir çok mekan işletmecisi arkadaşım da aynı bizim gibi evlerinde oturuyor. Ama onlardan farklı bir durumumuz var ki o da şu; devlet her ne olursa olsun arkalarında… Hem işçinin, hem işverenin hem de mülk sahibinin bu da sosyal düzeni sağlıklı tutuyor. Maalesef buradaysa işverenler, tedarikçi firmalarının yarattığı yardım fonundan market alışveriş çeki alarak, İşkur’a başvurarak hayatta kalmaya çalışıyor. Devlet’in sunduğu Halkbank kredi ötelemesi için bankaya gidenlerden duyduğumuz tek şeyse ‘Banka krediyi öteleyip faizini alıyor’ ona razı olanlarsa şu cevapla karşılaşıyor: ‘Alkollü mekanlar için geçerli değil.’ Maalesef ruhsatı veren hiç bir kurum şimdi bize el uzatmıyor.”
“Devlet yanımızda olmadan bu krizden sağ çıkılabileceğini düşünmüyorum”
Akaretler Run ve Limonchello’dan Cemil Acar, en yüksek vergiyi ödeyen sektörlerin başında geldiklerini ifade ederek, “Ayrıca turizme de istihdama da en büyük desteği sağlayan sektörlerdeniz. Biz turizm kötü giderken bile paramız gitmesin diye evde oturmak yerine yatırım yapıp yazlık mekan açarak yazlık beldelerin de kalkınmasına destek olurken, böyle bir dönemde yanımızda durulmaması bizi üzer. Her şeyin başı tabi ki sağlık fakat virüsle ilelebet yaşamayacağız sonrası için bu sektörün ayakta kalması adına acil adımların atılması ve destek paketi hazırlanması gerekiyor. Devlet yanımızda olmadan bu krizden sağ çıkılabileceğini düşünmüyorum” dedi.