Metro Türkiye, balık sezonunun 1 Eylül itibarıyla başlamasıyla birlikte ağdan çatala gerçekleştirdiği kontrollerle reyonlara getirdiği balıkları tüketiciyle buluşturuyor. Tüm deniz ürünlerini av ve boy yasaklarına uygun şekilde satışa sunuyor.
Balık sezonunun başlamasına kısa bir süre kala balıkçılar av sezonu için hazırlıklarını tamamladı. 1 Eylül’de bitecek avlanma yasağıyla beraber balık hasreti de sona ererken tüm sofralarda balıklar yeniden yerlerini alacak. Metro Türkiye, raflarındaki tüm deniz ürünlerini av ve boy yasaklarına göre tüketicilere sunuyor. Balık reyonlarındaki balıklarda cıva, kurşun, kadmiyum ağır metal analizlerini akredite laboratuvarlarda yaptırarak uygun olan ürünler raflara konuyor.
Metro Türkiye, “Doğaya saygıyla sofrada sağlıkla” sloganıyla ve müşteriyi doğru fiyat ve kaliteyle buluşturma politikası kapsamında 10 -30 Eylül tarihleri arasında tüm deniz balıklarını reyon fiyatı üzerinden yüzde 15 indirimle müşterilerine sunacak. Böylelikle tüm süreçleri takip edilen, sürdürülebilir politikalarla tezgâhtaki yerini alan taze ve güvenilir balıklar için yeni av sezonunda da uygun fiyatlarla balıklar sofralarda yerini almayı bekliyor.
“Balık, gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer”
Balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil, gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer olarak gördüklerini belirten Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, “Av ve boy yasaklarına uygun balıkları kalite standartlarımıza göre kontrol edip alıyoruz. Kültür balıklarında Avrupa standartlarına uygun kalite belgeleri olan üreticilerden balık tedarik ediyoruz. Platforma gelen ürünleri de yetkili su ürünleri mühendisi platform kalite güvence personeli kontrol ediyor, sonrasında bu ürünleri mağazalara sevk ediyoruz. İzlenebilirliğini sağlayabilmek için tedarik zinciri ile ilgili tüm evrakları talep ediyoruz. Kültür balıklarında hangi çiftlikten geldiği, hasat tarihinin, hasat bölgesinin ne olduğu gibi bilgileri açık ve doğru şekilde tüketicilere sunuyor; ayrıca deniz balığında izlenebilirlik hakkında tedarikçileri eğitiyor, yasal belgelerin temini için tedarikçileri destekliyoruz" diyor.
24 cm altındaki lüferlere raflarında yer vermiyor!
Metro Türkiye, Su Ürünleri Kooperatifleri ve balıkçılarla el ele vererek balığın izlenebilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için çalışıyor. Sağlıklı, güvenilir ve sürdürülebilir deniz balığını müşterilerine temin edebilmek adına düzenli olarak deniz balıklarının avlandığı sulardan ve avlanan balıklardan numuneler alarak ağır metal ve mikrobiyolojik analizleri yapıyor. Proje kapsamında kooperatiflere bağlı balıkçılara doğru hijyen koşulları, boy ve avlanma yasakları konularında eğitimler verilerek, farklı bölgelerde avlanan balıkçılardan teslim alınan balıklar hijyene dikkat edilerek ve soğuk zincir kırılmadan mümkün olan en kısa sürede mağazalara ulaştırılıyor.
Sürdürülebilirliği balık kategorisinde de çalışmalarının temeline koyan Metro Türkiye, bilinçsiz tüketim nedeniyle birçok türün tehdit altında bulunduğu gerçeğinden de yola çıkarak 24 cm altındaki lüferlere raflarında yer vermiyor ve çinekop, sarıkanat gibi türleri de reyonlarında bulunmuyor.
Kaynağından alım prensibi ile çalışıyor
Kaynağından alım prensibi ile Samsun’da palamutun, Trabzon’da hamsinin, Çanakkale’de sardalyanın peşinde koşan Metro balık satın alma ekibi; aynı zamanda dünyanın dört bir yanından farklı su ürünlerini de tedarik ederek en güvenli şekilde reyonlarına taşıyor. Eylül ile Kasım ayları arasında palamut ile dolup taşan reyonlar, Şubat ve Mart ayı geldiğinde sadece Kuzey Buz Denizi’nde, yılın çok sınırlı bir zamanında avcılığı yapılan skrei cod balığına da ev sahipliği yapıyor. Sadece balıkları değil; karidesten midyeye, istiridyeden ıstakoza, yengeçten kerevite her gün onlarca çeşit kabuklu deniz ürünü de Metro Türkiye raflarında bulunuyor. Midyeler de aynı şekilde balıklarda olduğu gibi testlere tabi tutuluyor. Midyeler bakanlık tarafından onaylı, çiftlikleri temiz su alanlarına kurulmuş ve tamamen doğal koşullarda yetiştirme yapan tedarikçilerden temin ediliyor.