Pastacılık sektöründe 20 yılı geride bırakan Özge Beyendik, aynı zamanda pastacılık eğitimleriyle öğrenciler de yetiştiriyor. Pastacılığı mutfakta bir laboratuvar ortamında çalışmaya benzeten Beyendik, “Bu alanda kendini geliştirmek isteyen
herkes profesyonel kişilerden eğitim alarak sağlam bir temelle yola çıkmalı” diyor. Bugünlerde pastaları kadar @ozgebeyendik isimli Instagram hesabında yaptığı hikayeli yemek paylaşımlarıyla da beğeni kazanan Beyendik’in amacı, kalplere dokunarak
öğretmeye devam etmek.
Röportaj: Gülçin Acar
Türkiye’de butik pastacılık ismini ilk duyduğumuz yıllarda yedi yıllık bankacılık kariyerini geride bırakıp bu alana yönelen Özge Beyendik, bugün artık sektörde 20’nci yılını geride bırakmış ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir isim. Beyendik süreci şu sözlerle anlatıyor: “Ben aslında İngiliz dili ve edebiyatı bölümü mezunuyum. Mezuniyetin ardından bir yıl kadar Aktüel dergisinde çevirmenlik yaptım. Ardından yedi yıllık bir bankacılık geçmişim var. Ama bu mesleği yapamayacağıma karar verip pastacılık alanına yöneldim. Tabii o tarihlerde butik pasta yapan insanlar yok denecek kadar azdı. Ankara’da yaşıyordum ve İstanbul’a gelip iki eğitim aldım. İlk birkaç sene kendimi geliştirme, öğrenme ve portföy oluşturmayla geçti. Ondan sonra siparişler arttı. Ve bir zaman sonra eğitim alanında talepler gelmeye başladı. Hatta süreç içerisinde eğitim kanalında daha yoğun çalışmaya başladım. 2014 yılında Ankara’dan İstanbul’a taşındım. Burada da pastacılık alanında eğitimlerim devam ediyor.”
Detaylı eğitim süreci
Geçmişte daha çok yüz yüze ve aylık periyotlarda hazırlanan bir takvimle eğitimlerini kurgulayan Beyendik, son dönemde ağırlıklı olarak online kanalda bu çalışmalarını gerçekleştirmeye devam ediyor. İçerisinde teknik özellikler barındıran özel iki tarifle online eğitim müfredatını oluşturan Beyendik, bu süre zarfında malzeme seçiminden püf noktalara, izlenmesi gereken yoldan teknik detaylara kadar birçok ögeyi en ayrıntılı şekilde katılımcılarla paylaşıyor. Dileyen katılımcılar Beyendik ile birlikte tarifi hazırlıyor, dileyenler ise o süreçte notlarını alıp başka bir zamanda yapıyor. Ancak sonucu Beyendik ile paylaşıp sormak istedikleri soruları sorabiliyorlar. Beyendik, “Eğitimlerde bir katı yağ olarak adlandırdığımız tereyağı ile ki pastacılık da aslında her şeydir bu ürün, bir de sıvı yağ ile hazırlanan pasta tarifi yapıyorum. Böylece iki malzemenin kullanımında ne gibi farklar oluyor, hangi teknik ve yolların kullanılması gerekiyor ve sıralama nasıl olmalı gibi sorularının da cevaplarını verdiğim bir eğitim gerçekleşiyor. Pastada kullandığımız tüm malzemelerin üstünde durup tarifte neye sebep olacaklarından bahsediyorum. Talep olursa ileri seviye eğitimle devam ediyorum. Tüm bu eğitim sürecinde pastacılık alanında birçok şeyin ezbere yapıldığını gözlemledim aslında. Doğru bilgiye ulaşmak ve detay öğrenmek mutfakta daha bilinçli bir çalışmayı da beraberinde getiriyor” diyor.
“Günümüzde şık ama sade ve her daim lezzetli pastalar ön plana çıkıyor”
Pastacılık alanının çok hassas ve kuralları olan bir dal olarak öne çıktığını söyleyen Beyendik, “Pastacılık demek mutfakta bir laboratuvarda çalışıyorsunuz demek aslında. Mutlaka hassas tartınız, ölçü kaşıklarınız ve kaplarınız olmalı. İyi bir temel eğitimin ardından üzerine istediğiniz kadar kat çıkabilirsiniz. Butik pastacılık 2002 yılında Türkiye’de duyulmaya başladı. 2003 yılında ben eğitim almaya başladığımda çok sınırlı bilgiye ulaşabiliyorduk. O dönem şeker hamuruyla yapılan pastalar çok revaçtaydı ama Türkiye’de ekipman yoktu. Zaten hazır şeker hamuru kullanmak da istemeyeceğim için ben kendim yapmayı tercih ediyordum. Bankada çalıştığım son yıl ve artık pastacılıkla da ilgilendiğim için maaşımdan belirli bir bütçe ayırıp Amerika’dan gıda boyaları, kitaplar, ekipmanlar getirttiriyordum. O emek, sağlığa göstermiş olduğum özen ve doğal malzemeyle hazırladığım ürünler karşılığını buldu. Seneler içerisinde şeker hamuru yaygınlaştıkça daha fabrikasyona döndü. Hala tercih ediliyor olmasına rağmen yaklaşık 10 yıldır şeker hamuruyla pasta yapmıyorum. İnsanlar artık farklı şeyler istiyor. Daha sakin pastalara geçiş var. Günümüzde şık ama sade ve her daim lezzetli pastalar ön plana çıkıyor” diyor.
Terapi gibi gelen yemek hikayeleri kalplere dokunuyor
Özge Beyendik, pastacılık kariyerinin yanında son dönemde Instagram hesabıyla da çok beğeni topluyor. Pandemi döneminde başlayan müzikle eşzamanlı olarak yemek yaptığı videolar beğenildikçe kimi zaman çocukluk anılarından, ailesinden ve hislerinden bahsettiği hikayeleri de ekleyerek bir yemek tarifi paylaşmanın ötesinde bir duygu paylaşımı yapmaya başlıyor. Özellikle Girit’ten göç etmek zorunda kalan babaannesinin hikayesi ‘Yadigar Hanım’ hem gerçek hem de acıklı öyküsüyle herkesin kalplerine dokunmayı başarıyor. Hatta takipçileri tarafından yemek terapisti olarak da anılmaya başlayan Beyendik, kısacık vakitlerde bile olsa insanları gerçek dünyadan özlem duydukları anılarına götürmeyi başarıyor. Süreci ise şu sözlerle anlatıyor: “Ben çift mutfakta büyüdüm. Hem Mersin hem de Girit mutfağını görerek büyüdüğüm için damak tadımın da geliştiğini söyleyebilirim. Dolayısıyla pastacılık kariyerim başlamadan önce de yemek yapan biriydim. Instagram hesabımda genellikle pastacılık üzerine paylaşımlar yapıyordum ancak yemek ile ilgili de sorular gelmeye başlayınca o alanda da naçizane deneyimlerimi ve bilgilerimi paylaşmaya başladım. Genel olarak kendi mutfağımızdan yemekler seçiyorum. Çünkü geleneksel lezzetlerimizin unutulmasını istemiyorum. Ve gördüm ki takipçi kitlem de böyle istiyor. Kendi jenerasyonumdan çok fazla takipçim var. Biz genel olarak yokluklarla büyüyen ve elimizdeki her şeyin kıymetini bilen bir jenerasyonduk. Amacım, insanları geçmişine, o yaşlarına biraz olsun götürüp orayı şifalandırmak, hatırlayıp mutlu olmak ve mutlu etmek.”
@ozgebeyendik