Ramazan ayının ardından bayram coşkusuyla birlikte beslenme düzeninde pek çok değişiklik yaşanabiliyor. Sabri Ülker Vakfı, sağlıklı ve mutlu bir bayram geçirmek isteyen herkesi aşırıya kaçmadan dengeli bir biçimde beslenmeye davet ediyor. Bayram süresince kahvaltıda porsiyonlara dikkat etmek, dengeli öğünler kurmak, bol su içmek ve hafif egzersizlerle metabolizmayı canlandırmak gerekiyor.
Ramazan ayını geride bırakmaya hazırlanırken, Ramazan Bayramı’yla birlikte yeme alışkanlıklarımız da aniden değişiyor. Bayram coşkusuyla artan besin ve içecek tüketimi, kan şekeri ve kan basıncı düzeyleriyle mide ve sindirim sistemini olumsuz etkileyebiliyor. Ramazan ayı süresince belirli bir yeme disiplinine alışan mide ve bağırsak sistemi aniden eski yeme düzenine dönülmesiyle yoruluyor, tansiyon dengesizleşiyor ve özellikle diyabet, obezite gibi sağlık sorunu olanlar için bu durum başka sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor. Sabri Ülker Vakfı, beslenmede dengeyi yeniden kurabilmek için Ramazan Bayramı süresince doğru beslenmenin püf noktalarını şöyle sıralıyor:
Kahvaltıda porsiyonlara dikkat!
Ramazan ayı boyunca değişen öğün saatleri, bayramın ilk günü yerini eski beslenme düzenine bırakır. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı atlamamak sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Ancak unutmamak gerekir ki bayram sabahlarında kahvaltı sofraları da zengin olur. Sağlıklı bir bayram geçirmek içinse porsiyonlarda aşırıya kaçmamak gerekir. Az tuzlu peynir ve zeytin, domates, salatalık, biber gibi taze sebzeler, haşlanmış yumurta, taze veya kuru meyvelele ceviz ve tam tahıllı ekmekten oluşan bir mönüyle hafif bir kahvaltı yapılabilir. Kahvaltılık tahıl veya yulafa, sütle veya yoğurtla badem, ceviz ve meyveler eklenerek hazırlanan bir kahvaltı da hafif ve sağlıklı bir alternatif olabilir.
Ziyaret yok ama tatlı var
Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl bayram ziyaretleri eskisi gibi olmayacak ama bu tatlı yenmeyeceği anlamına gelmiyor. Bayram süresince şerbetli tatlı tüketimi olmazsa olmaz ancak tüketim miktarını kontrol etmek önemli. Bayramlarda tatlının yanı sıra kızartılmış, çok tuzlu ve ağır yemekler de hazırlanır. Özellikle diyabet, insülin direnci veya obezite gibi sağlık sorunlarınız varsa, bu yemeklerden uzak durmanız gerekirken, bayramda bu durum sizi zorlayabilir. En sağlıklı olanı bu dönemde de az ve sık beslenmeye devam etmek ve besin çeşitliliği yanında porsiyon kontrolüne dikkat etmektir. Ara öğünlerde badem, ceviz, fındık gibi kuru yemişler ve taze meyveler tüketerek, ana öğünlerde daha fazla besin alımının önüne geçebilirsiniz.
Lifli beslenmeye devam edin
Ramazan ayı boyunca sindirim sistemi sorunları yaşadıysanız, eski beslenme düzeninize geçtiğinizde bu sorunları daha çok hissedebilirsiniz. Özellikle lif içeriği yüksek olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller ve bulgur ile tam tahılları bayram sofralarınızın baş tacı yapabilirsiniz. Yoğurt, ayran, kefir ve cacık gibi bağırsak sağlığını destekleyecek besinleri hem ana yemeklerde hem de ara öğünlerde meyve ve kuruyemişlerle karıştırarak tüketebilirsiniz.
Kahve ve çay yerine su için
Bayramlarda kahve ve çay tüketimi de artar. Oysa yeterli ve dengeli bir beslenme için günde en az 1,5-2 litre su içilmesi gerekiyor. Bayramlarda en çok unutulan bu içecek, sindirimi kolaylaştırmaya, vücudun ısı dengesini ayarlamaya ve en önemlisi de zararlı maddelerin vücuttan daha kolay uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Sıvı tüketimini desteklemek için çorba, ayran, cacık, içine sadece limon ve nane yaprakları ekleyeceğiniz aromalı suları da içebilirsiniz.
Yemekle birlikte hareketi de artırın
Bayramda artan besin tüketimi ve enerji alımı nedeniyle, hareketi de artırmakta fayda var. Özellikle evlerde kalmaya özen gösterdiğimiz bu dönemde gün içinde hafif egzersizlerle metabolizmayı canlandırmak ve enerji harcamasını artırmak gerekiyor..
http://sabriulkervakfi.org