Jolly, Covid-19 sonrası turizm sektörünü değerlendirdi

Jolly, Covid-19 sonrası turizm sektörünü değerlendirdi
34 yıllık geçmişiyle turizm sektörünün öncü seyahat acentelerinden Jolly, Covid-19 salgın sürecinin sektöre etkileri ve turizmdeki yeni normalleri, gerçekleştirdikleri online basın toplantısında değerlendirdi. Pandemi sonrası seyahatle ilgili bakış açılarını öğrenmek üzere 10 bin kişi üzerinden gerçekleştirdikleri tüketici anket sonuçlarını ve Jolly olarak uygulanacak eylem planlarına dair bilgileri, Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar açıkladı.

Pandemi sebebiyle seyahatlerini gerçekleştiremedikleri misafirleri için tarih değişikliği ve iadelerle ilgili süreci başlattıklarını belirten Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, “Çok yakında tüm misafirlerimizin gönlünü almış olacağız. Otellerden ve havayolu şirketlerinden henüz iadelerimizi alamamış olsak da müşterilerimizin memnuniyeti bizim için çok önemli, onları ailemizin bir parçası gibi görüyoruz” dedi. Vardar, 10 Haziran itibariyle iç turizmde konaklamaların başlayacağını 28 Haziran itibariyle hareketlenmenin artmasını beklediklerini, yurtdışı paket turların ise Eylül itibariyle start alacağını öngördüklerini belirtti.

Anket sonuçları çarpıcı veriler ortaya koydu

Jolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu ise Jolly misafirleriyle gerçekleştirdikleri 10 bin kişilik tüketici beklenti anketinin sonuçlarını paylaştı: “Hepimiz uzun zamandır evlerimizdeyiz ve artık hepimizin daha güzel günler hayal etmeye ihtiyacı var. Misafirlerimizin yüzde 62’si bu yaz için mutlaka bir tatil planladıklarını belirtti. Bu yıl tatil planı yapmayan yüzde 38’lik kitlenin ise ana problemi mevcut salgın. Bu misafirlerimizin yüzde 87’si salgının etkilerinin azalması durumunda tekrar tatil planı yapacaklarını söylüyor.

Farklı tatil türü eğilimlerinde geçen yıla göre artışlar olmakla birlikte hala misafirlerin yönelimi yüzde 60 ile yurtiçi otel konaklaması şeklinde seyrediyor. Yüzde 20 yurtiçi kültür turlarına gitmeyi planladığını belirtirken, yurtdışı turuna çıkmayı planlayanların oranı beklendiği gibi yüzde 7 ile bu yıl normalin altında seyrediyor. Villa kiralama, karavan gibi alternatif yöntemlere talebin artmaya başladığını gözlemlemekle beraber bu yöntemleri tercih eden tüketicilerimizin toplamı hala ancak yüzde 6’larda. Çoğunluk iyi hizmet alabileceği, hijyen önlemlerinden emin olabileceği, geniş açık hava kullanım alanlarına sahip otel konaklamalarını tercih ediyor. Ulaşım konusunda ise misafirlerimizin yüzde 45’i seyahate kendi araçlarıyla gitmeyi tercih edeceklerini belirtirken, uçak seyahati gerçekleştiririm, diyenlerin oranı yüzde 34…”

Otel konaklamalarında bölge seçimi olarak ağırlık yine Ege ve Akdeniz’de. Misafirlerin yüze 50’si Akdeniz, yüzde 44’ü Ege, geri kalan misafirler ise Karadeniz ve Marmara bölgelerini tercih edeceğini belirtti. Tatil sürelerinde bir kısalma gözlemlemediklerini belirten Develioğlu, misafirlerin yüzde 45’inin 5 ila 7 gün arasında tatil yapmayı planladıklarını aktardı.

Yurtiçi otel konaklaması tercih eden misafirlerin yüzde 38’i tatil köyü yüzde 22’si ise yine geniş alanlarından faydalanabileceklerini, resort otelleri tercih edeceklerini belirtirken, bu sene misafirlerin yüzde 22’si daha küçük ve sakin butik otellere gideceklerini belirtti. Tatil için zamanlama olarak ise misafirlerin yüzde 19’u seyahat yasaklarının kalkmasıyla birlikte Haziran’da tatile çıkmayı planladıklarını belirtirken, yüzde 31 Temmuz, yüzde 35 ise Ağustos ayını tercih edeceğini dile getirdi. Misafirlerin yüzde 15’i ise tatillerini Eylül ve sonrasına planladıklarını söyledi.

Misafirlerin tatilleri için otel seçimi yaparken kararlarını etkileyecek faktörlerin başında yüzde 25 ile otellerin hijyen sertifikaları ve dezenfeksiyon uygulamaları geliyor. Misafirlerin yüzde 18’i tesislerin yüzde 50 kapasiteyle çalışmasının önemine değinirken, yüzde 16 a la carte yemek opsiyonunun kararlarında etkili olacağını söylüyor. Yüzde 22 geniş açık hava alanların önemli bir kriter olduğunu belirtirken, otelin araçlarıyla ulaşacakları yakın bir bölgede olmasının önemli olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 12.

Kültür turlarına çıkacaklarını belirten misafirlerin ise yüzde 54’ü tarihi kültürel geziye katılmak istediklerini, yüzde 30’u deniz tatili içeren bir tur, yüzde 13’ü ise açıkhava doğa yürüyüşü turlarına katılmak istediklerini söyledi. Kültür turu kararında önemli konular ise yüzde 28 ile konaklama yapılan otelin hijyeni, yüzde 23’ü ulaşım araçlarının dezenfeksiyonu, yüzde 20 tur programının daha çok açıkhava ve doğa aktivitesi, yüzde 14’ü ise programın deniz aktiviteleri içermesi şeklinde belirtildi. Bu yıl yurtdışına gitmeyi planlayan yüzde 7’lik kesimin ise yüzde 77 ile hala ilk tercihi Avrupa olarak görülüyor.

“Kültür turlarının sayısını 54 şehirden hareketle 113 farklı program olarak arttırıyoruz”

Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar ise “Tüm bu veriler ışığında tüm departmanlarımız misafirlerimize en iyi hizmeti sunabilmek için hummalı bir çalışma içindeler. İş ortaklarımızla birlikte misafirlerimizin hijyeni için gerekli tüm koşulları sağlamak üzere çalışıyoruz” dedi.

Vardar, kültür turlarına da değinerek; Türkiye’nin en çok kültür turu operasyonunu gerçekleştiren seyahat acentesi olarak pandemi sonrasında kültür turlarına daha da ağırlık vereceklerini açıkladı. Vardar, “Bizim, 27 farklı şehirden hareket eden 68 farklı programımız bulunuyordu. Şimdi bu sayıyı 54 şehirden hareket eden 113 farklı programa çıkartıyoruz. Burada misafirlerimizin sağlığı için tur kapasitelerini 45’ten 22 koltuğa küçülttük. Tüm tur programlarımızda açıkhava programlarının zamanlarını arttırdık, otobüs içinde geçirilen zamanlamalara limitler getirdik. Tüm araçlarımızın hijyen standartlarına göre güne başlamadan önce hijyenik dezenfeksiyonu yapılacak. Tüm misafirlerimize tur esnasında kullanmaları için hijyen setleri de hazırladık. Büyük gruplarla seyahat etmek istemeyen aile ve arkadaş grupları için 6 ve 12 kişilik butik deneyimler yaşayabilecekleri tur programları geliştirdik. Anadolu’daki operasyonlarımız dahil her ilde günübirlik gezi turları ve doğa yürüyüşü programları hazırladık. Birlikte çalıştığımız otel partnerlerimiz de ciddi çalışmalar içindeler. Burada farklı konsept hazırlıkları içindeyiz, önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Ayrıca uçak yolculuğu tercih etmeyen misafirlerimiz için özel transfer paketleri de hazırladık. Bu araçlarımız ve şoförlerimiz her sefer öncesi tüm hijyenik kontrollerden geçerek misafirlerimizin gönül rahatlığıyla seyahatlerini gerçekleştirmelerini sağlayacaklar” diye konuştu.

“Teknoloji yatırımına devam ama turizmde insan faktörü kritik”

Toplantı söz alan Jolly Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar, “Covid-19 salgın süreci, teknolojinin hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu gösterdi. Teknolojiye yatırım yapan ve en çok maddi kaynak yaratan şirketlerin başında yer alıyoruz, burada 100 kişilik bir ekip ile çalışıyoruz. Teknoloji yatırımlarını gerçekleştirmeyen şirketler zamanla yok olup gidecekler. Fakat hiçbir zaman turizmde insan faktörünün önemini unutmamak lazım” dedi. Ayrıca yeni dönemde Türkiye’ de ilk olacak ‘görüntülü rezervasyon uygulamasını’ devreye sokacaklarının da müjdesini verdi. Vardar, “Bugün her ne kadar evlerimizde kaldığımız süreçte sanal müzeleri, galerileri geziyor olsak da Bodrum’da denize girerken aldığımız keyfi teknolojiyle yaşayabilme şansımız var mı? Ayder Yaylaları’nda dolaşırken aldığımız keyfi, Edremit’te, Akçay’da, Assos’da aldığımız oksijeninin teknolojiyle hayatımıza girebilme ihtimali var mı? Bu sebeple turizmde kültür, doğa ve insan çok önemli. Önlemlerimizi alarak gezmeye devam edeceğiz ve bu keyiften hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini sürdürdü.

Yorum Yaz

captcha