Türkiye’nin ve özellikle Ege’nin gözde tatil ve şehirden kaçış noktası Alaçatı’da, felsefesiyle yepyeni bir konaklama ve yeme-içme deneyimi sunan Gaia Alaçatı, tam da daha ayrılır ayrılmaz tekrar gelmek isteyeceğiniz cinsten bir butik otel. Her detayın çevreci bir anlayışla ve misafir konforu göz önüne alınarak özenle düşünüldüğü Gaia, “Alaçatı’da her zaman varacağınız ve her zaman geri dönebileceğiniz bir eviniz var” diyerek, herkesi bu deneyimin bir parçası olmaya çağırıyor.
Gaia Alaçatı’nın hikayesi, sahiplerinden biri olan Mert Öktem’in ailesine daha yakın olmak için Türkiye'ye taşınmasıyla başlıyor. Öte yandan, şans eseri çocukluk arkadaşı ve iş ortağı Musa Özen de İstanbul'un kalabalığından kaçarak ailesiyle birlikte Alaçatı’ya taşınmaya karar veriyor ve yolları burada tekrar birleşiyor. İki dostun, buldukları ve bulundukları bu güzelliği dünyayla paylaşma istekleri, Ege Denizi’nin kıyısında, eski bir Rum köyü olan Alaçatı'da bir butik otelle sonuçlanıyor. Sakinliği, güzelliği ve dünyanın sağladığı doğal armağanları misafirleriyle buluşturma isteği, Mimar Murat Öktem’in bu ilhamdan alınan mimarisiyle buluşuyor ve ortaya Alaçatı’nın en güzide butik otellerinden biri; Gaia çıkıyor.
Çevreci anlayışla gelen tasarım
Alaçatı’nın mimarisine ve tarihine uygun olarak 90’larda yapılmış binayı restore ederken ve Gaia Alaçatı’yı tasarlarken, koruyan ve sürdüren bir anlayıştan yola çıktıklarını belirten Musa Özen, “Aşırı tüketim ve gereksiz üretimin önüne geçebilmek için ‘ileri dönüşüm’ü mottomuz olarak belirledik. İleri dönüşüm, işlevselliğini yitirmiş veya artık fazlalık olarak görülmeye başlanmış geri dönüşüm ve zor materyallerin, biraz yaratıcılık biraz da emekle hayata kazandırılması, anlamına geliyor. Mobilyalarımızı atıl halde bulunan ahşapları değerlendirerek, barımızı Alaçatı’nın eski elektrik direklerinden ürettik. Kullandığımız her materyalin çevre dostu ve bulunduğumuz ortamın dokusundan gelen veya uyum gösterebilen materyaller olmasına özen gösterdik” diyor.
Otelin kapısından girer girmez, Gaia'nın huzuru ve ilham verici büyüsü sizleri karşılıyor. Huzuru, dinginliği ve konforu hemen hissedebileceğiniz Gaia’da, sofistike tüketiciler için Endonezya ve Bali'den getirilmiş otantik eşyalar dikkat çekerken, limon ve palmiye ağaçlarıyla bezeli avlu, dinlenmek ve rahatlamak için oldukça keyifli bir şekilde dizayn edilmiş. Yaz sıcağında serinletici bir mola vermek için kapalı veranda altında içeceğinizle keyifle vakit geçirilebilir, serin havalarda şömineli lobide keyifli sohbetler gerçekleştirebilirsiniz.
İnce düşünülmüş detaylar
“Gaia” Yunan Mitolojisi’nde, “Kaostan sonra meydana gelen; dünyayı, yeri, evrensel bir öğe olarak toprağı, başlangıcı ve varoluşu simgeleyen kozmik bir varlık, toprak ana” olarak geçiyor. Bu felsefeden yola çıkarak hayata geçirilen otelin özenle tasarlanmış 10 odası bulunuyor. Misafirlerin rahatı ve konforu için her detayı düşündüklerini ifade eden Musa Özen, “Misafirlerimizin sabah kalktıklarında ilk yorumları ‘Çok güzel bir uyku çektim’ oluyor. Bence butik bir otel olarak en önemli yorumun bu olduğunu düşünüyorum. Rahat bir uyku için özel yaylı, hiper soft, ergonomik California yataklar tercih ettik. Misafirlerimizin rahat etmesini düşünerek, bohem stilde keyifle üretilmiş mobilyalar ve aksesuvarlar, Gaia’nın standart konfor anlayışının çıkış noktasıdır. Bunun da misafirlerimize olumlu yansıdığına inanıyoruz. Burası Gaia, Türkiye’de ve Alaçatı'da parçası olmayı kaçırmamanız gereken yepyeni bir deneyim” diyor.
Lezzet ve eğlence için de Gaia
Misafirlerine her detayıyla yeni bir deneyim vaat eden Gaia Alaçatı, mutfağında da misafirlerini farklı bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Otelde gün, Misk Floral Cafe tarafından sağlanan özel bir kahvaltıyla başlıyor. Gaia Alaçatı’yı tasarlarken her haliyle dört mevsim, beş duyuya hitap etmesini istediklerini ifade eden Özen, “Tat duyusunu da herkesin konuştuğu, kimsenin unutamadığı kahvaltımızla taçlandırdık ve Misk Floral Cafe ile bütünleştirdik. Mönümüzde serpme kahvaltıdan sağlıklı bowl’lara kadar her şey itinayla seçildi. Eğlence için akşamları avlu duvarına klasik ve ödüllü filmler yansıtıyoruz. Misk de misafirlerimize el yapımı kokteyller ve atıştırmalıklar sunuyor” diye konuşuyor.
Gaia’nın restoranı dışarıya da hizmet vermekle birlikte, çeşitli günlerde farklı aktivitelerle de sevenlerinin farklı duyularına hitap ediyor. Haftanın belirli akşamlarında kış mevsiminden aşina olunan jazz geceleri, hafta sonları canlı DJ performansıyla misafirlerini ağırlayan Gaia, gerek oteli, gerekse restoranıyla hemen her yaştan misafiri ağırlıyor. Ancak yaz aylarında 20-35 yaş arası misafirlerin ilgisi daha yoğun oluyor. Otel tarafında özellikle Avrupa ve Amerika’dan çok fazla misafir ağırladıklarına dikkat çeken Özen, “Bu bizleri çok mutlu etmekle beraber, ne kadar doğru bir is yaptığımızı ve ülkemizi, misafirlerimize çok güzel tanıttığımızı gösteriyor. Dalai Lama’nın dediği gibi “…Geri dönebilmeniz için kökler ve yanımızda kalmanız için nedenler…” vermek istedik. Gaia Alaçatı, her zaman varılan ve her zaman dönebileceğiniz bir ev olsun istedik” diyor.
Gaia’nı çevreci tutumu sadece dönüşüm mottosuyla sınırlı kalmamış. Gaia’yı yaratanlar, açılış öncesi hazırlık sürecinde aynı sokakları paylaştığı sokak hayvanlarının bakımını üstlenmiş. Aynı çevreyi paylaşmanın doğal bir sonucu olan bu yardımlaşma bilincine, açılış sonrası hayvanları sahiplendirmeyle devam etmişler ve bu sürece konaklayan bazı misafirler de katılmış. Güzel anılara, keyifli bir konaklamaya ek olarak kalıcı dostluklara aracı olabilmek, Gaia ekibi için tarifsiz bir mutluluk olmuş ve olmaya da devam ediyor.
www.gaiaalacati.com