Jumbo 75. yılında Sanat ve tasarıma odaklanıyor

Çemberlitaş’ta küçük bir atölyede doğan Jumbo, başarılı çizgisiyle bütüncül lezzet deneyimlerine eşlik etmeye devam ediyor. Zamansız tasarımlarıyla mutfak ve sofra ürünleri denildiğinde akla ilk gelen markalardan olan Jumbo, 75. yılını da sanat ve tasarıma odaklandığı çalışmalarla taçlandırıyor. Markanın son dönem faaliyetleri ve gelecek planlarını Jumbo Genel Müdürü Sami Hotak’tan dinledik.

75. yaşını kutlayan Jumbo’nun son dönem çalışmaları neler? Markada bu yıl ne tür yenilikler olacak?

Jumbo’nun bugün nesilden nesile aktarılan bir marka olarak sektörde yer alması bizim için çok kıymetli. 75 yılı geride bırakırken, insanların sevdiği ve değer verdiği bu kıymetli markayı sürdürdüğümüz için de ayrıca çok mutluyuz. “Zamansız tasarımlar” mottomuzla 75. yılımızda yeni alanlara imzamızı atmak istiyoruz. Bu kapsamda sanat ve tasarımı buluşturan projeler tasarlıyor; sanatçı ve tasarımcı iş birlikleri yapıyoruz. Bu projelerin ilkini 75. yıla özel logo tasarım yarışması ile başlattık. BASE İstanbul’un liderliğinde genç tasarımcılara bir çağrıda bulunduk. Jumbo’nun 75. yılı logosunu yaklaşık 400 logo tasarımı içinden, jüri ile seçtik. Bununla beraber BASE İstanbul ile 75. yılımızı, sanatçıların, Jumbo markasını ve ürünlerini sanatsal yorumlarıyla ifade ettikleri eserlerin bir araya geleceği özel bir sergiyle kutlayacağız. Bu kapsamda, sanatçıları Jumbo’nun ürünlerini veya marka logomuzda yer alan filimizi farklı yorum ve yaratıcı ifadeleriyle dönüştürmeye, sanat ve yaşamın kesiştiği bir alan yaratmaya davet ettik. Seçilecek eserler önümüzdeki dönemde BASE X JUMBO 75.yıl sergisinde sergilenecek, ardından serginin bir bölümü Eylül ayında BASE 2022 içerisinde izleyicilerle buluşacak. Ek olarak İstanbul Modern ile de güzel çalışmalar yapacağız. Markanın Galataport’taki yeni binasında satılacak yeni ürünler üretiyoruz. 75.yılımıza özel limited edition ürünlere imza atacağız, ürünler yılın ikinci yarısında satışta olacak. Kısacası sanat dolu bir yıl geçireceğiz.

Yeni ürünler, mağazalar ve yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Jumbo’yu rafine zevki yansıtan, lüks her şey olarak tanımlıyoruz. Yeniliklerimizi bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Yakın zamanda İstanbul Göktürk’te yeni bir mağaza açacağız. Bu mağazamızın içinde küçük bir patisserie yer alacak. Patisserie’ye bakış açımızı, müşterilerimizle bir deneyimi paylaşmak ve onlarla daha yakın iletişimde olmak istiyoruz. Bunun yanında yurt dışında beğeni gören birçok global markayla da iş birlikleri yapmaya başladık. İtalyan Guzzini ile Türkiye operasyonunu yürütmek üzere el sıkıştık. Guzzini, ürünlerini geri dönüşümle üreten 106 yıllık bir marka. Birlikte melamin ve plastik ürünlerde iddialı işler yapıyoruz. Ek olarak birkaç İtalyan ve İspanyol firmayla da el sıkıştık. Yakın zamanda ünyaca ünlü markaların buluşma noktası olacağız. Jumbo sadece çatal-bıçak ya da porselen satan bir marka değil, rafine zevki olan ürünleri birleştiren bir konumda olacak.Ayrıca mağaza yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Şu an 55 mağazamız bulunuyor. Yıl sonuna kadar 6 mağaza daha açmayı planlıyoruz. Marinalar için de mağaza yatırımlarımız olacak. Guzzini ile yapacağımız, tekne ve yat ürünleri üzerine odaklandığımız bir projemiz var. Tüm bunların dışında zevke yönelik işler yapmayı da sürdürüyoruz. Uzun zamandır 3. nesil kahve ekipmanlarına yönelik çalışmalar yapıyoruz, yeni ürünler geliştiriyoruz. Şu an bu konuda en geniş koleksiyona sahip markanın Jumbo olduğunu söyleyebilirim.

Horeca kanalındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Horeca kanalında yoğunlukla restoranlarla çalışıyorduk. Son altı ayda ise otellerle olan çalışmalarımızın ciddi derecede arttığını söyleyebilirim. Şef mekanları lezzet deneyimine tat, koku, ses, ışık ve ürün gibi dinamiklerle daha bütüncül yaklaşıyor. Bu yaklaşımartık otellerde de mevcut. Özetle müşterilerine farklı deneyimler sunmak isteyen işletmelerle çalışmalarımız oluyor. Mekanlardaki deneyimi tamamlayan bir marka haline gelmek istiyoruz. Bu kapsamda mekanlara özel çalışmalara da imza atıyoruz. Örneğin şefin seçtiği çatal bıçağa, onun konseptine uygun olarak eskitme, motifleme ve detaylandırma gibi işler yapabiliyoruz.

İhracat çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? İhracat şu an en kıymetli işimiz. Türkiye’deki iddiamızı farklı coğrafyalara da taşımak istiyoruz. Bu kapsamda yakın coğrafyada ve Avrupa’da iş ortaklıklarına başladık. İhracat konusunda iki şekilde ilerliyoruz. Horeca kanalında distribütörlerle çalışıyor, perakende kısmında ise mağazalar açıyoruz. Örneğin Türkmenistan’da yeni mağazamızın kapılarını yakın zamanda açacağız. Bu dönemde ihracatın çok kıymetli olduğunun farkındayız ve bu konuya yatırım yapıyoruz. E-ihracata yönelik de bazı çalışmalarımız bulunuyor. İhracat çalışmalarımızda Türk profesyonellerin de katkısı büyük. Örneğin Los Angelas’ta ürün verdiğiniz bir fine dining restoranı ile tanışmamız bir Türk mimar aracılığıyla oldu.