Kadıköy sabahlarının müdavim mekanlarından biri
olan Pikta Bakery and Cafe, rengarenk piktalarıyla
ünlü! Gıda boyası olmadan renklendirilen piktaların
yanı sıra tezgahtaki cümbüş ve envai çeşit tatlı, tuzlu
ve ekşi maya ekmeğin kokusu cezbediyor.
Özlem Kapar
Pikta, özel bir simit çeşidi. Halk aşeklinde olduğu için simit deniyor ama aslında tadı sokak simiti gibi değil. Renkli ve yumuşak, boyutları da normal simite göre daha küçük.
Piktalar; sebzeler, bitki çayları ve baharatlar kullanılarak renklendiriliyor. Gıda boyası olmadan doğal yollarla elde edilen bu renkler, Gökçe Can’ın patentli metodu ile hamura karıştırılıp rengarenk lezzetler halini alıyor. Tezgahta ve vitrinde şenlik havası estiren görüntüleri var.
Pikta’nın yaratıcısı Gökçe Can, bu rengarenk ürününe isim ararken çok araştırma yapmış, en sonunda Latince ‘renkli’ anlamına gelen ‘picta’ kelimesini bulup telaffuzu kolay olsun diye Türkçe’ye uyarlamış ve bu ismi seçmiş: Pikta.
Sebzeyi sevdirmek için...
İşte Pikta Bakery and Cafe’nin hikayesi Gökçe Can’ın bu simitleri kızlarına sebzeyi sevdirmek amacıyla evde yapmasıyla başlıyor. Pek çok denemeden sonra ortaya çıkardığı bu simitler, kızlarının yanı sıra çevresinden de övgü toplamış. Bu lezzetin eviylev sınırlı kalmamasını isteyen Can, eşinin de desteğiyle önce Pikta’nın patentini almış ve sonra da bir işletme açmaya karar vermiş.
Kadıköy’de Altıyol’dan Yoğurtçu Parkı’na doğru giden Kuşdili Caddesi üzerinde 2020 yılında kapılarını açan Pikta Bakery and Cafe, pandemiyle başlayan yolculuğuna şimdi yoğun bir müdavim misafir profiliyle devam ediyor.
Ekşi maya ekmekler
Pikta Bakery and Cafe’de her gün çıkan rengarenk piktaların yanı sıra ekşi maya ekmek çeşitleri, galettalar, kekler, börekler, browniler, kruvasanlar, turtalar, kişler, poğaçalar, açmalar, pastalar, kurabiyelerin yanı sıra kahvaltı da var. Özellikle ekşi maya ekmek çeşitleri çok fazla. Örneğin kuru domates, eski kaşar, kekik ve biberiye ile tatlandırılan spesiyal bir ekmekleri var ki, çok seviliyor! Gökçe Can’ın kınadan bile ekmek yapmışlığı var!
Piktaların yapımı için kullanılan sebze sularından kalan posalarla da başka ürünler çıkartılıyor, örneğin ıspanaklı poğaça yapılıyor. Tüm bunların yanı sıra Pikta’da glütensiz ve vegan ürünler de yer alıyor.
Uluslararası kahvaltılar
Kahvaltıda israfa kaçmamak amacıyla çeşit sayısını sınırlı tuttuklarını söyleyen Can, ‘uluslararası kahvaltılar’ veriyor. Fransız, İngiliz, Türk kahvaltılarının yanı sıra kruvasan, reçel, tereyağı ve filtre kahveden oluşan Continental Kahvaltısı da var. Anadolu Peynir Tabağı, French Tost ile Pikta Gurme Tabakları diye adlandırdıkları Pikta Yeşil, Pikta Kırmızı ve Rainbow Croissant da başlı başına özgün kahvaltılar. Bu mekanda klasik tüm lezzetlere Pikta dokunuşunu hissediyorsunuz. Örneğin Pikta Bagel Tabakları başlığı valtında üç peynirli bagel ve sebzeliv bagel servis ediliyor. Omletler de uluslararası tariflerle yapılıyor; İtalyan veya İspanyol omletinin yanı sıra peynirli omlet de yiyebilirsiniz. Can, “Bakery kültürünü uluslararası deneyim ve tatlarla sunuyoruz” diyor.
Evinde ne kullanıyorsa Pikta’da aynısı
Gökçe Can, mekanında ve evinde kullandığı malzemelerin aynı olduğuna vurgu yapıyor. Örneğin direkt çalıştığı Ege’den bir zeytinyağcısı var. “Çocukluğumdan bu yana evimize aldığımız zeytinyağını Pikta’da misafirlerime de yediriyorum ve çok seviliyor” diyen Can, tereyağı dışında başka katı yağ ürünü de asla kullanmıyor.
Unlarını taş değirmende öğütülmüş vtercih ediyor. Peynir çeşitlerini de Bergama’dan bizzat gidip alıyor. Sevip beğendiğiniz süt ürünlerinden bazılarını özel bir sergileme alanında inceleyip almanız da mümkün! Can, “Kullandığımız malzemelerin üreticileri ile zamanla güçlü bir bağ kurduk, burada onlara stant açtık” diye anlatıyor. Can’ın ilkesi şu: “Çocuklarıma yedirmediğimi müşterilerime de yedirmem”.
Kadıköy’ün çok işlek bir noktasında olmasa da kısa sürede mekanın pek çok müdavimi olmuş. Ürünü tadıp etrafına tavsiye edenlerden oluşan bir müşteri kitlesine sahip olduklarını dile getiren Can, “Özellikle Kadıköy’deki yabancı nüfus müşterilerimiz arasında başı çekiyor” diye konuşuyor.
Hangi ekmek, kime iyi gelir?
Pikta’yı açtıktan sonra hiç reklam yapmaya gerek kalmadan organik bir büyümeyle devam etmenin gururunu yaşayan Can, şöyle konuşuyor: “İşimi çok severek yapıyorum. Ürünlerimizi tadanları izlemeyi, yorum almayı ve sohbet etmeyi çok severim. Örneğin bir masaya kahvaltı verdikten sonra göz ucuyla takibim devam eder, tepkilerini izlerim. Beğendilerse değmeyin keyfime!”.
Ekmeklerini anlatmayı da çok sevdiğini ekleyen Can, hangi ekmeğin kime, nasıl iyi geldiğine dair sohbetlere bayıldığını aktarıyor. Müşterilerinden bugüne kadar tek bir şikayet gelmiş, o da porsiyonlarının büyük olmasıymış. Fırın kokusu tutkusu Piktalar rengarenk olunca mekan da elbette öyle! Büyük ve renkli bir bahçesi de var. Kapıdan fırın kokusuyla giriyorsunuz, ki bu kokun Gökçe Can’ın çocukluktan bu yana tutkusuymuş.
Şöyle anlatıyor: “Bir fırın açmak hep hayalimdi. Çocukken harçlığımla ilk koştuğum yer fırınlardı. Muzlu rulo pastayı çok sever hemen onu alırdım” Öte yandan üç kız çocuğu olan Gökçe Can, burayı açarken onlara bir lezzet mirası bırakmayı da amaçlamış.
Yeni şube
Bu yıl dördüncü yılını dolduran Pikta’nın çok yakında Balat’ta yeni bir şubesi açılıyor. Balat’taki tarihi dokuya ve ziyaretçi profiline uygun bir mekan tasarladıklarını anlatan Can, özellikle yabancı turistleri hedefliyor. Can, merkez mutfağın Kadıköy olacağını, Balat’ta günlük ürünler çıkaracaklarını belirtiyor.