Bilinen tatlara küçük yorumlar katarak özünden kopmayan özel lezzetler yaratılan Mürver Restaurant’ta, manzara, atmosfer ve yemekler keyifli bir bütünlük içinde. Mehmet Gürs’ün danışmanlığını yaptığı mekan, adından daha çok bahsettirecek gibi...
Mürver, restoran içinde sürekli yanan odun ateşi, yaratıcı, rahat, çağdaş, paylaşarak yenebilecek yemekleri, bol kahkahanın yanında kadeh seslerinin hakim olduğu iç alan ve tarihi yarımada manzaralı keyifli terasıyla Novotel İstanbul Bosphorus’un en üst katında hizmet veriyor. Mürver’in mutfağında canlı açık ateş ve tütsüleme dahil, ateşle farklı pişirme teknikleri öne çıkıyor. Mönüsünde, Anadolu’dan yerel üreticilerden mevsimine uygun alınan ürünlerle odun fırınında veya odun ızgarasında pişmiş, mangalın üstünde asılarak dinlendirilmiş, tütsü fırınında tütsülenmiş yemekler, sürdürülebilir deniz ürünleri, el yapımı kurutulmuş dinlendirilmiş etler, sucuklar ve sosislerin yanı sıra vejetaryenlerin rahatlıkla tercih edebileceği çeşitli yemekler ve mezeler de bulunuyor. Akfen GYO’nun yatırımıyla Accor Hotels’in işletmesini yaptığı mekana, Mehmet Gürs’ün kurucu ortağı olduğu İstanbul Yiyecek İçecek Grubu danışmanlık hizmeti veriyor. Mekanın iddiası da Mehmet Gürs’ün sektördeki tecrübelerinden geliyor.
Paylaşımlık tabaklar, yemeğin keyfini katlıyor
Mürver, farklı öğle ve akşam mönüleriyle her yaştan yemek meraklılarının özel ilgi gösterdikleri bir mekan olduğu kadar, iş yemekleri, grup yemekleri, kutlamalar ve özel toplantı odasıyla da tercih edilebilen bir restoran olarak hizmet veriyor. Nero Picasso mermer kullanılarak tasarlanan etkileyici açık mutfak tezgahında, şefle içiçe, canlı ateş sıcaklığını hissederek özel tabaklar eşliğinde, farklı bir tecrübe yaşanabiliyor. Mutfakta ise Executive Chef Yılmaz Öztürk var. 17 yıllık sektör tecrübesiyle çalışmalarını Mürver’de sürdüren şef, “Mürver, tüm yemeklerin ortaya paylaşımlık olarak geldiği, rahat masa konseptine sahip bir mekan olarak kurgulandı. Mönü 20 kalemden oluşan ve sürekli güncellenen bir yapıya sahip. Tamamen yerli malzemelerle, yemeğin özüne dokunmadan küçük dokunuşlar yapıyoruz. Doğru malzeme ve teknikle iyi yemek yapıp doğru servis etmeye çalışıyoruz. En önemli iddiamız bu” diyor.
Farklı pişirme teknikleriyle özel lezzetler
Mürver’de kiraz, elma ve meşe odunları, talaş ve ot çeşitleriyle farklı pişirme teknikleri kullanılıyor. Açık mutfak olarak kurgulanan bölümde farklı ızgara çeşitleri bulunuyor. Hareketli ızgarada istenen seviyede pişirim yapılabiliyor. Ayrıca külde pişirim için bir alan mevcut. Hassas ürünlerin en iyi sonuçla piştiği bir fırın, soğuk ve sıcak tütsüleme yapılan tütsüleme alanı gibi farklı alanlar açık mutfak içerisinde yer alıyor. Mekanın en iddialı kısmı da taş fırını…
Mürver’in mönüsündeki her lezzet birbiriyle yarışır nitelikte. Başlangıçlardan balık ekmek tabağı, mekanın mutfağında pişen tandır ekmekleriyle sunuluyor. Farklı otlarla yapılan mücverde ise kabak yerine kuşkonmaz kullanılıyor. Mekanda mayalanıp islenen yoğurt ise lezzetli bir cacık olarak masalara geliyor. Sazan yumurtasından yapılan tarama, lavaşla sunuluyor. Ön pişirim sonrası üç saat külün içinde pişen ahtapot ise bir hayli iddialı. Yüksek ateşte pişen böylece suyunu kaybetmemiş olan kalamarlar da közde pişirilmiş sebzelerle sunuluyor. Sıcak başlangıçlarda ise altında elma turşusu, yanında enginar ezmesiyle sunulan ve fümelenerek pilen dana dil öne çıkıyor. Ana yemeklerdeki iddialı seçeneklerden kuzu kol tandır, taş fırında üç buçuk saat pişiyor. Mesir macunuyla kaplanan ete, macunun tüm baharatları işliyor. Yanında sunulan firik pilavı ise kuzu kemikleriyle pişiyor.
Öztürk, “Tüm mönüyü iyi olması için hazırladık ve geri dönüşler de oldukça iyi. Aslında bilinen yemekler yapıyoruz ama farklı dokunuşlarımız var. Örneğin, taş fırında fener balığı yapıyoruz. Sonra da zeytinyağlı acılı bamyayla birleştiriyoruz. Bamya evde yenir aslında; biz onu restorana taşıdık. Mönüyü kurgularken, ‘Biz ne yemek istiyoruz?’ sorusu üzerine yoğunlaştık. Örneğin, bilinen fırın sütlacı yaptık. Fakat muhallebisini dondurma haline getiriyoruz ve üzerindeki yanık kaymakla servis ediyoruz. Misafirlerimiz bu sunuma ve tada şaşırıyor. Ayrıca Karaköy’ün ünlü kerhane tatlısını da mönümüze ekledik, altında kaymaktan hazırladığımız kesme dondurmayla sunuyoruz. Aslında insanların sokakta yediği ya da son zamanlarda bulamadığı şeyleri burada sunuyoruz” diyor.
Yemekler kadar, içecekler de iddialı
Canlı DJ performansının da olacağı restoranda, hareketli, rahat, ferah kullanıma sahip iç ve dış barlar bulunuyor. Odak noktası Türk şaraplarında olan yerli, yabancı zengin seçenekleri bulunan şarap kavı dışında, rakı, ve kokteyl mönüleri, ayaküstü atıştırmalıklarla birlikte iş çıkışı, öğle arası, yemek öncesi veya sonrası için rahatlatıcı, eğlenceli bir bar deneyimi sunuyor.
Yaratıcı, çağdaş ve rahat bir mekan olarak yaratılan Mürver’in tasarımında ahşap, mermer, kara saç gibi doğal malzemeler tercih edilmiş. Topkapı Sarayı ve deniz manzaralı açık hava terasında, keyifli bir pergola sistemi kurgulanmış. Toplam 130 kişilik olan mekanda Autoban Mimarlık’ın imzası bulunuyor.
www.murverrestaurant.com