Elif Ovalı, Hatay’da kurduğu TEOFARM markasıyla
yerel üreticilerden restoranlara, gıda üreticilerinden
akademik kurumlara kadar geniş bir ağ oluşturmayı
başardı. Yeni girişimi HASAT ile de bölgenin kültürel
ve tarımsal mirasını yaşatan etkinliklere imza atıyor.
Hatay’ın bereketli topraklarında aile mesleği tarımla uğraşan Elif Ovalı, yerelliği ve sürdürülebilirliği destekleyen markası TEOFARM ve 6 Şubat depremlerinden sonra hayata geçirdiği HASAT markalarıyla gastronomi sektörünün son günlerde adını çok duyduğu bir girişimci.
TEOFARM, Hatay’da öncü bir gıda markası. 65 çeşit ürün ile ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteriyor. Depremden zarar gören üreticilerin ürünlerinin deprem bölgesi dışına çıkarılmasına ve satışına yönelik çalışmalarıyla takdir topluyor.
Sosyal bir marka olan HASAT da depremden sonra bölgenin kültürel ve tarımsal mirasını yaşatmak ve geliştirmek amacıyla sanatçılar, tasarımcılar ve çiftçilerle işbirliği yapıyor.
“İyi insan iyi iş yapar felsefesi ile yoldayız” diyen Elif Ovalı, Hatay için çok önemli bir isim. Hayata geçirdiği örnek tarım modelini ve iş birliklerini konuştuğumuz söyleşide bir kadın girişimci olarak tavsiyelerini bulacaksınız...
TEOFARM, hangi ihtiyaçtan doğdu?
Modelin temelinde neler var? TEOFARM, yerel ve sürdürülebilir tarımı desteklemek amacıyla doğdu. Yüzyıllardır aynı topraklarda çiftçilik yapan ailemizin tarımsal markası olarak kardeşim Adnan Murat Teoman ile kurduğumuz işimiz.
Tarımın doğduğu topraklar olan ‘Bereketli Hilal’de yer alan Amik Ovası’nda üretim yapıyoruz. Tarımın doğal yöntemlerle, atalık tohumlarla ve çevreye zarar vermeden yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Bu vizyonla ve TEOFARM markası ile yerel üreticilerle işbirlikleri yaparak teknoloji kullanarak verimliliği artırarak büyüdük. Modelimizin temelinde doğaya saygı, yerel halkın ekonomik kalkınması ve sağlıklı gıda üretimi var. Temiz gıda üretmek, şeffaf bir üretim yapmak, istihdam yaratmak, gençlerin tarıma güçlü girmesini sağlamak, insanların kendi toprağında doymasını ve değerli hissetmesini sağlamak, sosyalleşmesini desteklemek, çiftçilik mesleği algısını yukarıya taşımak gibi ideallerimiz var.
Başarıyı sadece işletmeyi büyütmek olarak tanımlamıyoruz. Her yoldan geçenin arkasında bir iz bıraktığının bilinci ile iyi tohumlar ekerek ilerlemek istiyoruz. İyi insan iyi iş yapar felsefesi ile yoldayız.
6 Şubat depremlerinden sonraki süreçte tarım alanlarında neler değişti? TEOFARM neler yaptı/yapıyor?
Büyük deprem sonrasında tarım alanlarında ciddi hasarlar meydana geldi. TEOFARM Hatay’da öncü bir gıda markası olarak depremden zarar gören üreticilerin ürünlerinin deprem bölgesi dışına çıkarılmasına ve satışına yönelik çalışmalar yaptı. Bu süreçte çiftçilerimize ve üreticilere destek olmak için çeşitli projeler başlattık. Hasarlı tarım alanlarının yeniden ekilmesine ve toprak iyileştirme çalışmalarına aktif olarak katılarak onarıcı tarım çalışmalarına destek verdik. Aynı zamanda, depremden etkilenen bölgelerde yeni tarım projeleri geliştiriyoruz.
Bu faaliyetlerimizi sosyal bir marka ile sürdürmek amacıyla da HASAT’ı (Hatay Tarım Sanat Tasarım Girişimcilik Merkezi’ni) kurduk. Bu süreçte biz de kapılarımızı sonuna kadar ihtiyaç duyan herkese açtık. Çiftliğimizde binlerce insanı ağırladık, toplantılar yapıldı.
Yerel gıda üreticileri zincirinizin büyüklüğü nedir?
TEOFARM, ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteriyor. 65 çeşit ürün ile pazarda yer alıyoruz. Bölgede birçok yerel gıda üreticisiyle işbirliği yapıyor ve markamızla Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinde bulunuyoruz. Değerli markalara tedarik sağlıyor ve iş birliği yapıyoruz.
Türkiye’nin en büyük karakılçık buğday üreticisi olarak TEOFARM’daki mahsulun son durumu hakkında da bilgi verir misiniz?
Atalık tohumlar genetik çeşitliliği koruyarak, yerel ve doğal bitki türlerinin yaşatılmasını sağlıyor ve böylece hem sağlıklı gıda üretimini hem de iklim koşullarına uyum sağlayarak çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Bu yıl maalesef çiftçiler buğday rekoltesinden memnun değil fakat biz özellikle atalık buğday üretiminde iyi bir verim elde ettik. Hava ve iklim koşullarına dayanıklı olan atalık buğdayların farkı da burada ortaya çıkmış oldu.
Atalık tohumlarla ilgili yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz? Sizce gastronomi sektöründe bu konudaki bilinç düzeyi ne durumda?
Atalık tohumlarla ilgili yapılan çalışmalar her geçen gün artıyor, ancak hala yeterli seviyede değil. Gastronomi sektöründe ise bu konuda farkındalık artmakla birlikte, tüketicilerin de bu konuda bilinçlendirilmesi ve talep etmesine ihtiyaç var. Atalık tohumların kullanımı hem lezzet hem de besin değeri açısından önemli ve bu konuda daha fazla çaba göstermeliyiz.
Ulusal ve uluslararası çalışma ağınızdan bahseder misiniz? Kimlere, nasıl ulaşıyorsunuz?
TEOFARM olarak, endemik bitkilerin üretimi ve korunması konusunda ulusal ve uluslararası birçok kuruluşla iş birliği yapıyoruz. Yerel üreticilerden restoranlara, gıda üreticilerinden akademik kurumlara kadar geniş bir ağımız var. Ürünlerimizi ve bilgimizi paylaşarak, bu değerli bitkilerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyoruz.
Çiftçilik mesleğinde, kadın çiftçi olarak gençlere örnek olmak beni çok mutlu ediyor. Çünkü kadın aklının bu meslek için de çok değerli olduğunu düşünüyorum. Öte yandan Amik Ovası’nda hasat turizminin başlamış olması da değerli bir atılım... Çiftliğimiz WWOOF Türkiye üyesi olarak ekolojik üretimi bir yaşam tarzı olarak teşvik etmeye yönelik bilgi ve deneyim paylaşımı yapan ev sahibi çiftliklerden birisi.
Odağımızda özellikle gastronomik değeri olan endemik türler yer alıyor. Üretimi terk edilen endemik türlerin tekrar canlandırılması ve üretime devam edilmesi başardığımızın göstergesi. Bunlara örnek olarak Hatay enginarı ve atalık karakılçık buğdayını verebiliriz.
HASAT markasıyla ilgili daha detaylı bilgi verir misiniz? Bu oluşuma kimler, nasıl dahil olabiliyor?
HASAT, Hatay’ın kültürel ve tarımsal mirasını yaşatmak ve geliştirmek amacıyla kuruldu. Deprem sonrası bölgeyi yeniden canlandırmak için sanatçılar, tasarımcılar ve çiftçilerle iş birliği yapıyoruz. Bu oluşuma katılmak isteyenler, HASAT’ın web sitesi ve sosyal medya hesaplarımızdan bağlantı kurabilirler.
Sosyal markamız olan HASAT ile ilgili yoğun çalışmalarımız var. HASAT, deneyimsel olarak çiftçilik mesleğinin izlenebildiği kırsal kalkınmayı odağına alan bir işletme.
HASAT; hep canlı, yılın 12 ayı çalışıyoruz ve mutlaka bir hasat var. Bitkisel olmasa da mutlaka bir düşünce hasadına tanıklık eder, katkı sağlarsınız.
HASAT, büyük deprem sonrasında insan odaklı yaklaşımla kapılarını iyi olma halini destekleyen projeler için açtı. Her yaş grubu için konunun uzmanlarıyla birlikte özel projeler üretiyoruz.
HASAT, ziyaretçilerin üretime katılabildiği tadımların yapıldığı tarımsal alanda eğitimlerin düzenlendiği ve projelerin üretildiği sanata ve tasarıma yönelik olarak duygu ve düşünce ve eylem geliştiren çiftçilik mesleğinde gençlerin ve genç fikirlerin üretimine inovasyona ve sürdürülebilirliğe önem veren bir anlayışla faaliyet gösteren bir düşünce ve girişimci merkezi olarak hareket ediyor.
Hatay’a gelen misafirlerimize de bu merkezde ev sahipliği yapıyoruz. Büyük yıkımın yaşandığı deprem felaketinden sonra Hatay’ın yeniden imarında yapılabilecek projelerin hayata geçmesinde sahada çalışan kişilere yönelik güvenli bir merkez olma özelliğini taşıyoruz.
Bölgemizdeki insanların iyi olma halini destekleyen projelere ev sahipliği yapıyoruz. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, toprak sağlığını koruma, su kaynaklarını verimli kullanma ve biyoçeşitliliği destekleme gibi hedefler odağımızda...
Bir yazar ve araştırmacı olarak Elif Ovalı’nın son projelerinden de bahseder misiniz? Yeni bir projeniz var mı?
Son dönemlerde tarım ve gastronomi üzerine birçok araştırma ve yazı çalışması gerçekleştirdim. Yeni projelerim arasında, yerel gıdaların dünya mutfağına entegrasyonunu konu alan bir kitap çalışması bulunuyor. Ayrıca, HASAT markasıyla sürdürülebilir tarım ve gastronomi üzerine seminerler ve eğitim programları düzenlemeye devam ediyorum.
Kadın istihdamında öncüsünüz... 2024 Kadın Girişimci Ödülü de aldınız, tebrik ederiz. Genç kadın girişimci adaylara neler önerirsiniz?
Büyük deprem sonrası bu ödül benim için büyük bir umut oldu. Kadın girişimcilere en büyük tavsiyem, kendi potansiyellerine güvenmeleri ve pes etmemeleridir. Zorluklarla karşılaştığınızda, destek alabileceğiniz bir ağ oluşturmak çok önemli. Ayrıca, sürekli öğrenmeye açık olmak ve yenilikleri takip etmek başarıya giden yolda fark yaratacaktır.
Başarmak için yola çıkanların hayalleri vardır. İşte bu hayaller yolunuzu aydınlatacak ve gerçekleştiğinde de sizin hikayeniz olacaktır. İyi bir hikaye başkalarının da yolunu aydınlatarak ilham verecektir.
www.teofarm.com