6. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, lezzet tutkunlarını Türk tarihçi, akademisyen ve yazar İlber Ortaylı ile bir araya getirdi. Ünlü tarihçi, sağlıklı yaşam için doğal yağlar, çeşit çeşit otlar ve sebzelerle yapılan yemekleri önerdi.
Adana Valiliği’nin öncülüğünde Adana Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, odalar vesivil toplum kuruluşlarının iş birliği ve sinerjisi ile bu sene 6. kez gerçekleştirilen Adana Lezzet Festivali, ziyaretçi akınına uğradı. Dopdolu bir programla ziyaretçilerinin karşısına çıkan lezzet festivalinde yemek stantları olduğu kadar organize edilen panel ve konferanslar da yoğun ilgi gördü.
ORTAYLI’YA BÜYÜK İLGİ
Festival, önemli isimleri misafirleri ile buluştururken bu isimlerden biri de ünlü tarihçi İlber Ortaylı oldu. Merkez Park’taki amfi tiyatroda sevenleri ile buluşan Ortaylı, Türk mutfağı ve yemekler üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye ve Adana’nın çok bereketli topraklara sahip olduğunu belirten Ortaylı, Adana mutfağının sadece kebaptan ibaret olmadığını belirterek “Hâlbuki Adana bir sebze cennetidir” dedi.
“ADANA SEBZE CENNETİ”
“Türk mutfağının, saray mutfağından geldiğini söylemek doğru değildir. Türkiye’de her vilayetin kendisine özel zengin mutfağı vardır” diyen İlber Ortaylı, “Türk mutfağında doğal gıda ve doğal yağla kendi otuyla yapılan yemeklerin ayrı bir tadı vardır. Prensibiniz ülkemizin dağında bayırında olan ot ve hayvanların kullanıldığı yemekleri yemek olmalı. Daha sağlıklıdır. İnsanoğlu et yiyen bir mahluktur ama et bir mutfağı tek başına kurtaramaz. Adana mutfağı denince akla ilk olarak kebap geliyor. Halbuki burası bir sebze cennetidir.” dedi.
“ÜRETİM ALANLARI DARALIYOR”
Gıda israfına ve üretim alanlarının daralmasına da dikkat çeken ünlü tarihçi: “Dünya bir gıda buhranına doğru ilerliyor. Üretim alanları daralıyor. Bundan sonraki toplantılarda artık karnımızı nasıl doyuracağız, çocukların vitamin ihtiyacını nasıl karşılayacağız gibi konuları konuşacağız. Hoca ‘sen neyden bahsediyorsun’ demeyin 40 sene sonra göreceksiniz. Tarih hızlandı artık. 1-2 asırda gerçekleşen şeyler artık 40 senede gerçekleşiyor. Dünya nüfusu artıyor. Dünya nüfusu 200 milyondu. Birinci Dünya Savaşı sıralarında ise 1 milyar. Şimdi ise 8 milyar nüfusa sahibiz. Denge maalesef bozuldu” diye konuştu.