Sapa İstanbul; Anadolu’nun lezzetleriyle hayallerinin peşinde

Sapa İstanbul; Anadolu’nun lezzetleriyle hayallerinin peşinde
Menüsündeki yemekleriyle, misafirperverliğiyle ve bize hatırlattığı değerlerle Anadolu’yu odağına koymuş bir restoran, Sapa İstanbul. Anadolu mutfağını sürekli araştıran ve konuklarına bu bilgiler doğrultusunda lezzet şöleni yaşatan Sapa İstanbul’da bizi biz yapan değerlerimiz de hiç unutulmuyor. Burada kandil günü dağıtılan helva, 10 Kasım’larda konuklara hediye edilen Atatürk portresi gibi detaylar yüzlerde bir gülümseme kalplerde ise bir farkındalık yaratıyor.

Röportaj: Gülçin Acar

Sapa İstanbul, iki yılı aşkın süredir Ataşehir Küçükbakkalköy’de hizmet veriyor. Modern Anadolu mutfağının temsilcisi olan restoran menüsüyle hem lezzet vadediyor hem de bu değerli yemeklerin tanıtımına destek oluyor. Üstelik ofis katında bir kütüphane kuran Sapa İstanbul, günden güne kütüphanesini büyütürken tüm mutfak ekibinin bu kaynaklardan yararlanarak mutfağını ve kendini geliştirmesine de olanak sağlıyor. İsmini bulunduğu lokasyondana alan Sapa İstanbul, kendini hayallerinin peşinde koşan Don Kişot’a benzetiyor. Konuklarını ise hayallerinin peşinde koşarken kendisine eşlik eden yol arkadaşları olarak tasvir ediyor. Açık ve kapalı oturma alanına sahip mekanda keyifli bir bahçe de mevcut. Zevkli bir dekorasyon eşliğinde geniş oturma alanı bulunan Sapa İstanbul’da iç kısımda duvarda yer alan Don Kişot tasviri de gelen her konuğu selamlıyor. Her detayı özenle oluşturulmuş Sapa İstanbul’u İşletme Koordinatörü Arzu Çağlar’dan dinledik.

Anadolu’nun kadim yemekleri çağdaş sunumlarla Sapa’da

Sektörde 18’inci yılını dolduran Arzu Çağlar, artık yeme-içme sektörüne veda etmeyi düşünürken Sapa İstanbul’un onu heyecanlandırmasıyla yepyeni bir yolculuğa çıkıyor. Çağlar, Şef Murat Bozok’tan danışmanlığında kurgulanan mekanın hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Zor bir lokasyonda olduğumuzu biliyoruz. Hikayemizi de hayallerinin peşinde koşan Don Kişot’tan ilhamla oluşturduk. Ve bu lokasyonda bu yatırımı yaparak aslında bir nevi Don Kişot gibi hissettik kendimizi. Mesela özel günlerini bizimle kutlayan misafirlerimize ‘Hayallerimizin peşinde koşarken bize yol arkadaşı olduğunuz için teşekkür ederiz’ diye bir not ile birlikte Don Kişot kitabı hediye ediyoruz. Ayrıca bizi biz yapan değerleri de çok önemsiyoruz. Tüm özel günlerde ufak dokunuşlar yapıyoruz. Mesela 10 Kasım’da kültürümüzde bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır diyerek Atatürk’ün kahve içtiği bir fotoğrafı gelen misafirlerimize armağan ettik. Ve tüm gün Sapa’da Atatürk’ün sevdiği şarkıları çaldık. Yine Muharrem ayının 10’uncu günü aşure yapıp dağıtırız. Kandillerde un helvası yapıp konuklarımıza ikram ederiz. Ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olması sebebiyle o ay Memeder’e bir bağışta bulunduk. Ayrınca tüm ay boyunca pembe kurdele ile çalıştık ve gelen tüm kadın misafirlerimize Türk kahvesi ikram ettik. Kahvemizin yanında İstanbul’da hiçbir yerde bulamayacağınız bir Mardin şekeri ikram ediyoruz. Gelen her misafire dokunabilmek ve onları gerçekten özel hissettirmek bizim için çok önemli.”

Hikayesi olan bir menü

Sapa, günün her saatine uygun alternatifleriyle gelen herkesi memnun edebilecek bir menüye sahip. Öncelikle özellikle hafta sonları çok talep gören kahvaltı menüsü konuklardan tam not almayı başarıyor. Yumurtalı ekmekle çocukluklarına dönen konuklar dilerlerse odun ateşinde pişen el açması börek, anne usulü patates kızartması, biber kızartması, bazlama gibi lezzetleri deneyimleyebiliyor. Ege’den boyoz, Karadeniz’den turşu kavurma gibi özel tatlar da kahvaltı menüsünde yer alıyor. Mekan, öğlen ve akşam servislerinde iki ayrı A La Carte menüyle hizmet sunuyor. Öğlen saatlerinde etraftaki plaza ve hastanelerden daha çok üst düzey yöneticileri ağırlayan mekan biraz daha hızlı çıkabilecek lezzetler sunuyor. Akşam ise daha uzun soluklu oturuma müsait bir menü mevcut. Antakya’dan gelen nar ekşisi ve salçayla hazırlanan muhammara, Antakya işi humus, altı cacıklı fellah gibi lezzetler başlangıçların en favori lezzetleri arasında yer alıyor. Sinop’un cevizli mantısı, taş fırında hazırlanan lavaş ile sunulan kokoreç, Eminönü’nden esinlenerek menüye konulan ancak özel bir ekmek ve turşu suyuyla servis edilen balık ekmek de Sapa İstanbul yorumuyla konuklara sunuluyor. Odun ateşinde hazırlanan pideler, mutfak ekibi tarafından üretilen makarnalar da Sapa ruhunu uygun servis ediliyor. Yine menüde yer alan ayva tatlısı İstanbul’da çok rastlayamayacağınız bir şekilde nar suyuyla pişiyor ve lor kreması ile servis ediliyor. Çağlar, “Biz bir ateş mutfağıyız. En ince detayına kadar özenle hazırlanan donanımlı mutfağımızda çok genç ve gastronomi bölümü mezunu bir mutfak ekibiyle çalışıyourz. Ayrıca Gastronomi Turizm Belgesi almaya hak kazandık geçtiğimiz dönemlerde. Anadolu Yakası’nda kendi kategorimizde bu belgeye sahip tek mekanız” diyor.

Dinamik yapı

Her ay konuklarına yepyeni bir deneyim sunan Sapa İstanbul, geçtiğimiz Ekim ayında ‘Esnaf yemekleri Sapa’da diyerek yüzyıllık markaların menüsünde yer alan iki yemeği Sapa’da hazırlamış. Kasım ayında ise yöresel çorbalar Sapa menüsünde yerini almış. Konuklar karalahana çorbası, beyran çorbası, erişteli yeşil mercimek çorbası gibi çorbaları deneyimleyebildi. Yerel üreticiyi ve malzemeyi destekleyen restoran malzemeleri bu şekilde tedarik ediyor. Sunumlarda ise bakır gibi otantik malzemeler kullanıyor. Yine içecek seçeneklerinde de yerel üreticileri destekleyen mekanda her yerde bulamayacağınız şarağlar kadeh olarak sunuluyor. Ve Sapa İstanbul, kokteylleri de ön plana çıkıyor. Dokuz adet imza kokteyli bulunan mekanda Cervantes bunlardan biri…

www.sapaistanbul.com

Yorum Yaz

captcha