Dünyanın 800 senelik ilk oteli

Dünyanın 800 senelik ilk oteli
Obruk Kervansaray Müze Otel, sadece konaklama hizmeti sunan bir yer değil, aynı zamanda tarih, kültür ve manevi mirası bir arada yaşatan, eşsiz bir deneyim veren bir destinasyon olarak dünyada tek...

Özlem Kapar

Konya’nın Karatay bölgesinde kapılarını açan Obruk Kervansaray Müze Otel, büyük bir tarihi mirası modern turizmle buluşturan önemli bir mekan. 800 yıllık Selçuklu kervansarayı, dönüştürülerek 13 odalı lüks bir müze otel olarak hizmet veriyor.

Obruk Kervansarayı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca liderliğinde Karatay Belediyesi tarafından restore edildi. Ünlü turizmci Cem Kınay, müze otel konseptinin yaratılmasında, tüm tasarım ve uygulamaya geçişinde projeyi yönetti. Ve Cem Kınay, şimdi de Karatay Belediyesi adına müze oteli işletiyor.

Bozkır ortasında bir kale

13. yüzyılın ilk çeyreğinde Kızören Obruğu’nun kıyısına inşa edilen Obruk Han, Anadolu Selçuklu dönemi kervansaraylarının önemli bir prototipi. Kapalı bir barınak kısmı ve revaklı avludan oluşan Obruk Kervansarayı, bozkır ortasında bir kale gibi yükseliyor.

19. yüzyıl sonlarına tarihlenen fotoğraflar ile Sarre gibi yabancı seyyah ve araştırmacıların tanımlamalarında harap olduğu anlaşılan handa, 1996 yılında kazı çalışmaları yapıldı. 2006 yılında bir restorasyon geçiren yapı, 2020 yılında başlayan geniş kapsamlı restorasyonla mümkün olduğunca aslına uygun şekilde yenilenerek tarihi ve kültürel değeri korunmaya çalışıldı.

Cem Kınay, “Restorasyon işleri ileuğraşan herkesi bildiği gibi içerisinde nefes alınmayan yani içinde yaşam olmayan yapıların varlıklarını sürdürmeleri imkansıza yakın. Bu nedenle bir yapıyı sadece restore etmek tek başına yeterli değildi” diyor.

Obruk Kervansaray Müze ve Oteli’nin ülkemizdeki öncü çalışmalardan biri olarak şimdiden hak ettiği konuma kavuştuğunu söyleyen Kınay, Obruk Kervansarayı’nın yeni bir işlevle tarih sahnesindeki yerine döndüğünü ifade ediyor.

Rumi Tat ve Koku Müzesi

Obruk Kervansaray Müze Otel’in içinde yer alan Rumi Tat ve Koku Müzesi, Mevlâna Celaleddin Rumi’nin felsefesine ve kültürel mirasına farklı bir perspektiften yaklaşarak ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Üç ayrı mekanda herbiri yüzyılı aşan bir geçmişe sahip ahşap dolap ve çiçeklikler içerisinde toprak, ahşap, cam ve madeni eserler sergileniyor.

Koku Müzesi’nde gül yağı ve gül suyu yapımında kullanılan büyük kazan ve mbikler ile gül suyunun sunumunda kullanılan gülebdanlar ve çeşitli koku şişeleri, ahşap saklama kapları ve buhurdanlar yer alıyor.

Tat Müzesi ise iki bölüm halinde düzenlenmiş; ilk kısımda pişmiş toprak kaplar, seramik tabak ve kaseler ile bronz döküm havanlar ve şifa tasları sergileniyor. Bu eserlerin büyük bir çoğunluğu Orta Çağın sonlarına yani 1200-1450 yılları arasında, Anadolu Selçuklu ve Beylikler dönemi olarak tanımlanan döneme ait.

Obruk’un etkileyici manzarası

Burada konaklamak, aynı zamanda doğanın kucağında zamanın durduğu bir masala adım atmak gibi... Anadolu’nun büyüleyici güzelliklerini ve zengin mirasını derinlemesine hissetmenizi sağlıyor. İster sakin atmosferin tadını çıkarın ister bölgenin doğal harikalarını ve kadim kalıntılarını keşfe çıkın; Obruk’un etkileyici manzarası, zihninizde silinmez bir iz bırakıyor.

SEV Lokantası

Müze Otel’in büyüleyici atmosferinde yer alan SEV Lokantası, misafirlerine Anadolu ve Türk mutfağının en otantik ve lezzetli örneklerini sunuyor. Binlerce yıllık tarihin, kültürel zenginliklerin ve eşsiz lezzetlerin buluştuğu Rumi Tat & Koku Müzesi’nin içindeki bu özel mekan, yemek severleri unutulmaz bir gastronomi deneyimine davet ediyor.

SEV Lokantası, tarihi Obruk Kervansarayın eşsiz dokusunu modern bir zarafetle birleştiriyor. Restore edilmiş taş duvarlar, geleneksel dekorasyon unsurları ve sıcak bir atmosfer, misafirleri geçmişin büyüleyici dünyasına taşıyor. Lokantanın her köşesinde, Anadolu’nun kültürel mirası ve zengin mutfak geleneği hissediliyor.

Güne SEV Lokantası’nın nefis açık büfe kahvaltısıyla başlamak, adeta bir ritüel. Taze peynir çeşitleri, zeytinler, bal-kaymak, ev yapımı reçeller ve köy yumurtaları ile hazırlanan kahvaltı, misafirlere Anadolu’nun dört bir yanından gelen lezzetleri sunuyor. Obruk omleti, Menemen, sucuklu yumurta ve gözleme gibi sıcak seçenekler, kahvaltı keyfini tamamlıyor.

Öğle yemeğinde, SEV Lokantası’nın zengin menüsü ile Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen lezzetleri keşfetmek mümkün. Mercimek çorbası, piyaz gibi geleneksel başlangıçlar, ana yemeklerin habercisi. Kuzu incik ve hünkâr beğendi gibi başyapıtlar, doğal ve taze malzemelerle hazırlanarak, misafirlere unutulmaz bir öğle yemeği sunuyor. Yemek sonrasında sütlaç, kazandibi ve irmik helvası gibi tatlılar, yemek keyfini taçlandırıyor.

Akşam yemeği, SEV Lokantası’nda adeta bir şölene dönüşüyor. Ezogelin çorbası ve zengin meze tabağı ile başlayan akşam yemeği kuzu bütün, levrek buğulama gibi eşsiz ana yemeklerle devam ediyor.

Her bir yemek, Anadolu’nun farklı lezzetlerini ve pişirme tekniklerini yansıtarak, misafirlere unutulmaz bir tat deneyimi sunuyor. Baklava ve aşure gibi tatlılar da bu lezzet şölenini mükemmel bir şekilde tamamlıyor.

Yorum Yaz

captcha