O artık bir ‘Petgastronomist’

O artık bir ‘Petgastronomist’
Patili dostlarımıza doğal ve katkısız gurme lezzetler üreten bir marka kuran Şef Rafet İnce, dünyanın ve ülkemizin ilk ‘Petgastronomisti’. “Yemediğimiz hiçbir ürünü patili dostlarımıza yedirmiyoruz!” diyen İnce, pet restoranlarıyla da yeniliklerin öncüsü!

Özlem Kapar

Gastronomi sektörünün tanınan, ekranların sevilen şeflerinden Rafet İnce, 25 yılı aşan kariyerinde pek çok başarıya imza attı. Uluslararası yarışmalarda ülkemizi başarıyla temsil eden İnce, 5 yıldızlı otellerde Executice Chef’lik yaptı, dünyadan ödüllü kitapları var, ekranlardaki yemek programlarıyla halkın da sevgisini kazandı ve pek çok markanın ‘şef yüzü’ oldu...

Her girdiği alanda daha önce hiç yapılmamış olanı kendisine şiar edinen İnce, şimdi de dünyanın ilk “pet chef”i olarak ses getiriyor. PetChef markasıyla, sağlıklı vedoğal pişirme yöntemleriyle minik dostlarımıza özel gurme mama üretiyor. Rafet İnce’ye sektördeki herkesin merak ettiği soruları sorduk...

Bu kadar renkli bir gastronomi hayatınız varken, 25 yıldır insanlara yemek yaparken ‘Pet Şef ’lik nereden çıktı? Aslında en başta herşey otellerde ve restoranlarda çalışırken bir atık projesi olarak düşünmemle başladı. Atık yemekleri, çöpe atmak yerine, patili dostlarımıza nasıl ulaştırırız diye düşünürken şekillendi. Ulaşılabilir, sürdürülebilir ve aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olmasını istiyordum.

İlk olarak patili dostlarımıza sağlıklı yiyecek tarifleri vermek adına bir kitap yazmaya karar verdim. Aslında bu kitap fikri 2011 yılından bu yana kafamda vardı ama derin araştırma için vakit bulamıyordum. Derken pandemi başladı, evlere kapandığımız zamanları fırsat bilip araştırmalara başladığımda; atıklardan minik dostlarımıza yemek yapılamayacağını anladım. Çünkü sağlık riski taşıyordu, beklemiş ürünlerde bakteriler ve parazitler oluşabildiği için yapılmamalıydı.

Bu arada yurt dışındaki araştırmalarımda kuru mamanın zararlarının boyutlarını da öğrenerek üzüldüm. Kendim de bir hayvansever olarak minik dostlarımızın hak ettiği şekilde yaşaması için neler yapmamız,onları nasıl beslememiz gerektiğine dair hem ülkemizde hem de yurt dışında veterinerlerle görüşmeye başladım. Onlardan insanların yedikleri yemeklerin hayvanlara uygun olmadığını öğrendim. Örneğin soğan ve sarımsağın kedi ve köpekler için yasaklı olduğunu bilmiyordum, bunun gibi pek çok önemli konu hakkında bilgi sahibi oldum.

2021’de çıkardığım “PetChef Cook Book - Kedi, Köpek Beslenme Kitabı”, alanında bir ilk! İçinde cipsler, kurabiyeler, kekler, börekler vs. olmak üzere kedi ve köpeklerin yiyebileceği 50 tarif var. Temel et suları, meyve kuruları gibi başlıklar altında bilgiler de paylaştım. Şef ve veteriner önerileriyle aynı zamanda hayvan severler için rehber bir kitap oldu. İlk baskıda 3 bin adet bastık ve 3 günde tükendi...

Kitabın gördüğü ilgi üzerine mi ticari düşünmeye başladınız? Mama fabrikası açılışı nasıl gerçekleşti?

Daha bu kitap çıkmadan bu üretim işine zaten karar vermiştim. Hatta bu yüzden kitabın baskısını geciktirdiğimi itiraf etmeliyim. Kitapla beraber sosyal medyada bir sayfa açıp anketlere başladım. Minik dostlarımıza evde yapabileceğimiz yemek tariflerine gelen ilgiyi ölçtüm.

Ankete katılan hayvanseverlerin yüzde 60’ı evde yemek yapamayacaklarını, yüzde 40’ı yapabileceklerini söyledi. İşte ben de o zaman kitabın 2. baskısını durdurdum ve PetChef markasını kurdum. Pendik’te bir tesis açtım. İlk olarak 5 çeşit mamayla başladık. Her geçen gün ilgi artınca siparişlere yetişemez olduk ve işi büyüttük; makineler aldık ve personel sayısını artırdık. Bugün geldiğimiz noktada dünyada en çok ürün gamına sahip bir pet mama markası konumuna ulaştık.

PetChef mamalarının içeriklerinde neler var? Reçetelerin hepsi size mi ait?

Hali hazırda 177 çeşit ürünümüz var. Reçetelerin hepsi bana ait, ancak mamaların içine konulan malzemelerin gramajlarını yurt dışındaki danışman veterinerlerimiz belirliyor.

Dondurma, smoothie, diş macunu, doğum günü pastası ve bu gibi çok geniş bir yelpazede mama üretiyoruz. Pet pastalarımız, insanların yediği pastalardan çok daha sağlıklı. Doğru gastronomi teknikleri ve şeflik dokunuşlarımla minik dostlarımıza lezzet harikaları sunuyoruz. Bu arada ürünlerimizin hepsi insan tüketimine de uygun...

Mamalarımız glutensiz; yağlı tohumlar, chia, kinoa, kara buğday, vs. kullanıyoruz. Mevsiminde meyve ve sebzelerle çalışıyoruz. Türkiye’de bizden başka böyle bir üretim yapan marka yok. Hatta taklit edilmeye başlandık ve ne yazık ki pet sağlığını etkiyeceğinden habersiz birileri kötü kopyalarla piyasada tüketiciyi yanıltıyor.

Gastronomide yeni bir iş alanının da öncüsü oldunuz diyebilir miyiz?

PetChef mutfağının insanlara yemek yapan bir mutfaktan farkı yok. Bir şef mutfağında neler varsa burada da var. Daha önce çalıştığım mutfaklardakine benzer bir tedarik zinciri kurdum. Sebzelerimizi taze ve dondurulmuş olarak alıyoruz; etler iyi kasaplardan geliyor. Çiftçiyle de direkt çalışıyoruz; örneğin bizim için Çanakkale’de kuşkonmaz, Ödemiş’te enginar, Aydın’da kale otu üretimi yapılıyor.

Artık insanlara yemek yapmayacak mısınız?

Sektörün gidişatından rahatsızım.Ortalık kebapçı ve lahmancuncudan geçilmiyor. Otel mutfaklarında bütçeler kısılmaya başladı. Şefliğe bakış açısı değişiyor. Aşçılığın, popüler bir meslek olmasına rağmen, halen hak ettiği saygıyı görmediğini düşünüyorum.

Mekanlara gelince; herkes Michelin Rehberi’ne girme ve yıldız alma derdine düştü. Bunu başaranların da nasıl aldığı tartışmalı. Diploma dağıtılır gibi Michelin dağıtıldı. Elbette hakkıyla alan arkadaşlarımız da var ama genel olarak durum böyle! Bu arada Michelin’in dünyada artık etkinliğini kaybettiğini de düşünüyorum.

Ben yaptığım her işte çok yönlü çalıştım. Aşçılık, şeflik, yazarlık, fotoğraf ve yemek editörlüğü, mimari proje danışmanlığı ve bu gibi pek çok becerim var. Hali hazırda 3 bin metrekare alana sahip, minik dostlarımıza yemek üreten bir fabrikayı yönetiyorum. Kendi işimin patronuyum, daha ne isterim? Ben artık sadece şef değil iş adamıyım.

Sözü gelmişken soralım PetChef için yatırım aldınız mı?

Hayır tamamen öz sermaye ile kurdum. Yıllardır çalışıp kazandığımı işime yatırdım. İşimi severek ve tutkuyla yapıyorum, kazandığım parayla kendime ve mesleğime yatırım yaptım.

PetChef ’le birlikte pet restoranlarınız da var. Nasıl bir konsept söz konusu?

Evet, iki tane PetChef restoranımız var; biri İzmir’de diğeri Antalya’da. Önümüzdeki aylarda İstanbul Bostancı’da büyük bir pet restoranı daha açıyoruz.

Bunlar insanların hayvan dostlarıyla birlikte yemek yiyebildiği restoranlar. Örneğin san sebastian cheesecake’i rafine şekersiz, köpekler ve insanların yiyeceği şekilde sunuyoruz. Patates kızartmasını hayvanların da yiyebileceği şekilde fırında yapıyoruz. Omleti laktozsuz peynirle ve chia tohumuyla pişiriyoruz. Gördüğünüz gibi hem insanlar hem hayvanlar için çok sağlıklı yemeklerimiz var. Öte yandan restoranlarımızın içinde pet marketler de var. Minik dostlarımızın A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Pet restoranı alanında bence büyük bir açık var. Antalya’da bazı zincir oteller yapıyor ama sayıca o kadar az ki....

Pet otel işine de mi girmeyi düşünüyorsunuz?

Minik dostlarımıza yemek yapmaktan çok mutluyum ama otel açmayı düşünmüyorum. Pet Friendly konseptine evet çok hakimim ama enerjimi başka alanlara yöneltmeyi tercih ederim.

Peki gelecek hedeflerinizde neler var?

Yeni bir kitap daha geliyor: PetChef Healty Dog Food. Minik dostlarımızın diyet ve diyabetik beslenmesi konularında yazıyorum. Bu da dünyada bir ilk olacak. Bu arada özgün bir projem daha var: Hayvan mezarlığı. Bu konu hayvan severler için çok önemli, dostlarımızı kaybettiğimizde nereye defnedeceğimizi bilemiyor, çaresiz kalıyoruz. İstanbul’dan başlamak üzere üç büyük şehirde arazi bakıyorum, ilk fırsatta bunu yapacağım.

Son sorumuz genel bir konu olsun. Çok yönlü biri olarak sizce bir şefte olmazsa olmaz kriterler neler?

Gastronomi literatüründe “kişisel gelişim ve kariyer” üzerine yazılmış ilk ve tek kitap olan CHEF (Culinary, Hospitality, Education, Food) isimli kitabımda bunu anlattım. ‘Culinary’, yani mutfağı iyi bilmek, ‘Hospitality’ yani insan ilişkilerini iyi yönetmek, ‘Education’ yani eğitim görmek, okumak yazmak, araştırmak ve ‘Food’ iyi ürünler... İyi bir şefin her alanda kendini yetiştirmesi gerekir!...

www.petchef.com.tr

Yorum Yaz

captcha