Geçmişin ve geleceğin lezzetlerinin korunduğu şehir!

Geçmişin ve geleceğin lezzetlerinin korunduğu şehir!
‘Mutfak Mirası’ projesiyle, Alanya’nın geleneksel lezzetleri, evlerden profesyonel mutfaklara taşınıyor ve ulaşılabilirliği artıyor. Soyut kültürel değerlerin önemi pekişiyor ve tanıtım için iş birliği yapılıyor. Binbir emekle yetiştirilen ürünler de doğru kaynaklarla buluşuyor.

Culinary Heritage (Mutfak Mirası) sistemi, 1995 yılında İsveç’te oluşturulmuş bir işbirliği ağı. Bu ağa dahil olan şehirler, mutfak kültürlerini, geleneksel lezzetlerini ve yöresel gıdalarını, seçilmiş işletmeler ve üreticiler vasıtasıyla etkin ve doğru tanıtmak için çalışıyor. Alanya Belediyesi’nin aktif rolüyle 2013 yılı itibariyle Culinary Heritage ağına Türkiye’den kabul edilen ilk şehir ise Alanya. O tarihten bu yana Alanya, misafirlerine deniz-kum-güneş turizminden farklı bir yönünü de sunuyor.

Gurme gezilerin ve lezzet keşiflerinin rağbet görmeye başladığı yeni turizm anlayışında, şehrin gastronomik değerlerinin güvenilir kaynaklarla ve seçilmiş işletmelerle ve üreticilerle tanıtımı, son derece önemli. ‘Alanya’da ne yiyebilirim?, Nerede yiyebilirim?’, ‘Kimden satın alabilirim?’’ sorularına hızlı ve güvenilir cevap vermesi açısından bu proje, büyük bir ihtiyaca cevap veriyor.

Tarım ekonomisi

Alanya Belediyesi, yöresel mutfak kültürünü geniş bir yelpazede sunmak için çalışıyor. Yöresel lezzetlerini ve hikayelerini menülere ve tanıtımlara ekleyerek şehirdeki tarımı, yetiştirilen ürünlerle hangi lezzetlerin yaratıldığını, özel günlerdeki sofraları ve yemeklerin sofralardaki yeri ve önemini anlatıyor.

Hangi yemeği, nerede yiyeceğim?

Projenin ilk aşamalarında hem ziyaretçilerin hem de işletmecilerin geleneksel Alanya lezzetlerinin menülerde yer almasına yönelik endişe ve sorunları bulunmaktaydı. Örneğin ziyaretçiler hangi yemeği seçmesi gerektiğini, nerede yiyebileceğini bilmiyorken; işletmeciler de ziyaretçilerin bu lezzetleri sevmeyeceği, tarifleri yapabilecek şef, doğru servis edecek garson bulamayacakları konusunda sorunlar yaşıyordu. Alanya Belediyesi, işte bu sorunların çözümüne yönelik tanıtım, eğitim, menü oluşturma, coğrafi işaret gibi çok yönlü çalışmalar gerçekleştirdi.

Ülübü, tömeken...

‘Ülübü-börülce’ ve ‘tömeken- semizotu’ vb. gibi yöresel şive ile isimlendirilen bazı sebze ve meyvelerin, bir zamanlar söylemeye çekinilen isimleri, sıkça kullanılır oldu. Ziyaretçilerin yöresel lezzetleri tercih etmeyeceği endişesi aşıldı. Üreticilerin de motivasyonu arttı ve sürdürülebilirlik bilinci oluştu.

Öte yandan geleneksel Alanya lezzetlerinin kullanımının artışı ile birlikte şehrin genelinde gastronominin ve mutfak kültürünün korunması, tanıtılması ve ekonomik bir unsur olarak şehir ekonomisine katkısı da sağlandı.

Tarladan sofraya

Peki bu sistem nasıl işliyor? Mutfak Mirası sisteminde gerçek anlamda tarladan sofraya bir zincir takip ediliyor. Birinci üreticiler (tarım, hayvancılık vb), ikincil üreticiler (gıda üreticileri), toptan ve perakende satıcılar, restoranlar ve konaklama sektöründen işletmeler ve üreticiler bu sisteme üye olabiliyor. Üye olmak için Alanya Belediyesi’ne yapılan müracaatlar, ilgili uygulama yönetmeliği çerçevesinde değerlendiriliyor ve sonuçlandırılıyor. Onaylı işletme veya üretici olma sürecinin tamamlanması ile birlikte sosyal medya hesaplarından ve www.culinaryheritage.net resmi internet adresinden tanıtımlar başlıyor. Ayrıca yıl boyunca yapılan gastronomi temalı etkinlik ve faaliyetlerde gönüllülük esasına dayalı olarak onaylı işletme ve üreticiler ile iş birliği yapılıyor ve mutfak kültürünün geliştirilmesine yönelik projelerde birlikte hareket ediliyor.

Alanya mutfağı

Alanya mutfağı, kendi özelinde uzun yıllar ev mutfaklarında kalmış ve büyük oranda korunmuş. İnsan sirkülasyonunun çok yoğun olduğu bir şehirde böylesine korunmuş bir mutfağa sahip olmak bir anlamda gizli bir hazineye sahip olmak gibi...

Alanya mutfağı elbette Türk Mutfağının ortak tatlarına kendi dokunuşlarını eklemiş; Mercimekli Yaprak Sarması, Cevizli Ev Baklavası, Yoğurtlama (yoğurtlu karışık kızartma) gibi ürünler çıkarmış.

Ancak bunun yanı sıra başka şehirlerde ve Antalya’da bile pek bilinmeyen lezzetlere de sahip. Coğrafi işaretli Gülüklü Çorba ve Fıstıklı Limonata göreceli az bilinir olsa da Öksüz Helvası, S Pasta, Ülübü Piyazı, İç Bakla Piyazı, Çiğirdik, Kuru

Patlıcan Talaturu, Kabuklu Kuru Fasulye, Balık Mançuru, Badem Kahvesi ve daha nicesini tatmak mümkün.

Alanya mutfağında hem yörük etkisiyle hem tereyağlı hem de Akdeniz etkisiyle zeytinyağlı yemekler bolca bulunuyor. İç yağ kullanımı yok denecek az. Aynı şekilde ceviz, badem, pekmez, bal, yer fıstığı, buğday vb. gibi tarım öğeleri ile hayvansal öğelerden tereyağı, süt, peynir ve küçükbaş eti (özellikle keçi eti) bolca bulunuyor.

Alanya mutfağında, şehirde yetiştirilen ve dağlardan yabani olarak toplanan her türlü ürünü bulmak mümkün. Nitekim Alanya, birçok ürünü üretmeye uygun iklim ve toprağa sahip olması nedeniyle çok çeşitli ürün yelpazesine sahip.

Geçmişten bugüne Alanya halkı üretimini çeşitlendirmek için birçok ürünü denedi ve Anadolu’nun tohumlarına sahip olduğu kadar muz, avokado gibi tropikal ürünleri de üretti ve mutfağına dahil etti. Bu anlamda Alanya mutfağının hem korunmuş hem de gelişime açık yönü, bir ikilem gibi görünse de, kusursuz bir dengeyi ortaya koyuyor.

Yorum Yaz

 
 
  captcha