Metro Türkiye, Wise Wine seçkisi kapsamında düzenlediği özel buluşmada, Türkiye’nin köklü bağcılık kültürünü gastronomi dünyasının önemli isimleriyle birlikte yeniden yorumladı.
Türkiye’nin binlerce yıllık bağcılık geçmişini çağdaş gastronomi anlayışıyla bir araya getiren Metro Türkiye, “Vedat Milor ile Wise Wine Buluşması” etkinliğinde sektörün önde gelen sommelier’lerini ve profesyonellerini ağırladı. Etkinlikte, üzümün tarihsel yolculuğundan günümüz mutfaklarına uzanan bağcılık kültürünün gastronomiyle kurduğu güçlü ilişki ele alındı.
Metro Türkiye’nin dünyadan ve Türkiye’den özenle oluşturduğu Wise Wine kav seçkisi, bu yıl da farklı coğrafyaların karakteristik şaraplarını ve endemik üzüm çeşitlerini aynı platformda buluşturdu. Bağcılığın geçmişinden geleceğine uzanan bu seçki, nadir üretimler ve özgün stiller üzerinden sektör profesyonellerine kapsamlı bir perspektif sundu.
Metro Türkiye CEO’su David Antunes, Türkiye’nin bağcılık alanındaki potansiyeline dikkat çekerek, uzun yıllardır yaptıkları yatırımlarla hem yerel üreticileri desteklediklerini hem de yeme içme sektörünü dünyanın seçkin bağlarıyla buluşturduklarını ifade etti. Antunes, Wise Wine Selection ve Wise Wine Local çatısı altında yer alan ürünlerin, şefler ve gastronomi profesyonelleri için güvenilir bir referans noktası oluşturduğunu vurguladı.
Gastronomi yazarı Vedat Milor ise konuşmasında kav kültürünün temelinde çeşitlilik, özgünlük ve dürüstlük olduğunu belirtti. Farklı terroir’lerin ve üretim anlayışlarının bir araya gelmesinin gastronomik deneyimi zenginleştirdiğine dikkat çeken Milor, kadim bağcılık geleneğinin Türk mutfağıyla daha fazla buluşmasının, gastronomi kadar gastronomi turizmine de katkı sağlayacağını dile getirdi.
Yerli ve ithal ürünleri dengeli bir yapıda sunan Wise Wine portföyü, butik üreticilere sürdürülebilir şekilde raflarında yer açarken; Fransa ve İspanya gibi ülkelerin Türkiye’de nadir bulunan bölgelerinden gelen şaraplarla da sektöre yenilikçi bir yaklaşım kazandırıyor. Metro Türkiye, bu seçkiyi yalnızca bir ürün portföyü olarak değil, aynı zamanda bağcılığın gelişimini destekleyen bir bilgi ve paylaşım alanı olarak konumlandırıyor.