Argos in Cappadocia içerisinde, Şef Ömür Akkor’un mutfak danışmanlığında hizmet vermeye
başlayan Nahita, kadim öğretilerin doğumuna şahitlik eden Anadolu’yu ve dünyanın en eski
yerleşim merkezlerinden birinin içinde yer alan Kapadokya’yı özümseyerek özel bir Anadolu
mutfağı deneyimi sunuyor.
Nahita, Anadolu köklerinden ilham alan ve beslenen, coğrafyasına, tarihine ve kültürel devamlılığa saygılı, dünyanın yeni yüzyılında eksik olan sağduyuyu işleyen felsefesini, hikayesine ve tabaklarına yansıtıyor. Nahita, ilk toprak kapların yapıldığı, bakırın işlendiği, tarım ve hayvancılığın hayatın içine girdiği, sofraların kurulup beraber yendiği, insanlığın “büyük dönüşüme” doğru adım attığı Anadolu’nun tam kalbinde bulunuyor. Kapadokya’nın kalbinde, binlerce yıllık bir manastır yerleşkesi, buna bağlı mağaralar, yeraltı tünelleri ve tarihi evlerden oluşan kalıntıların restorasyonuyla hayata geçirilen Argos in Cappadocia’ya ile birbirini besleyen bir kurguya imza atan Nahita’nın mutfak danışmanı Şef Ömür Akkor. Mekânda Akkor, tarihle, coğrafyayla ve kültürel mirasla yemeği tekrar ilişkilendiriyor. Reçeteleriyle, pişirme teknikleriyle ve sunumlarıyla Anadolu mutfağını yaşatan Nahita’nın içecek konsept danışmanlığını ise lezzet algısı uzmanı Oğul Türkkan üstleniyor.
Yerel malzemeler başrolde
Nahita’nın menüsünü besleyen yaklaşık 60 km. çapındaki alan, Neolitik Çağ’ın en önemli yerleşimlerini kapsıyor. Yaklaşık 11 bin yıldır yaşamın kesintisiz devam ettiği sayılı yerlerden biri olan Kapadokya; pişirme teknikleriyle, malzemeleriyle ve endemik ürünleriyle Nahita’ya ilham oluyor. Sürdürülebilirliği Anadolu gelenekleriyle ele alan Nahita, menüsünde binlerce yıldır bu topraklarda kullanılan yöntemlere yer veriyor. Nahita, bölgedeki pazarlardan, üreticilerden ve kendi bahçesinden malzemeleri kullanıyor. Anadolu mutfağı adına tam anlamıyla bir deneyim menüsü oluşturan Nahita’da yüzlerce yıllık reçeteler hak ettiği ilgiyi görüyor. Ara sıcaklarda Nevşehir patates kızartması” ve patates köftesi gibi patatesin ön planda olduğu tabakları ile dikkat çeken Nahita, bölgede yetişen değerli ürünleri kullanıyor. Çömlek peyniri gibi Anadolu’ya özgü peynirlerden oluşan menüdeki şarküteri ürünleri de bölgedeki üreticilerden tedarik ediliyor. Ana yemeklerde ise Hitit mutfağının binlerce yıllık reçetelerinden Happena hikâyesiyle dikkat çekiyor. Happena, zengin bir mutfak kültürü olan ve bu kültürü yazılı olarak da günümüze kadar ulaştıran Hititlerin beruwa adı verilen kayısı püresiyle servis ediliyor ve etin yüksek ısıda zeytinyağında pişirilmesi ile hazırlanıyor. Ana yemeklerde dana incik, dana kaburga ve ağ pakla da öne çıkıyor. Anadolu’nun geleneksel yavaş pişirme ve demleme teknikleriyle hazırlanan bu tabaklar Anadolu mutfağı deneyimini perçinliyor. Menünün yüzde 30’unu etli, yüzde 70’ini sebze ve diğer ürünlerle hazırlayan Nahita, doğal ve kültürel mirasla olan bağları yeniden yaşatıyor. Nahita’nın tatlı menüsü de Anadolu gelenekselliğinden ayrılmadan bütünsel deneyimin bir parçası oluyor. 200 yıllık tarifiyle hazırlanan pekmezli un helvası, geçmişle gelecek arasında bir köprü kuran Nahita’da tatlı bir son vaat ediyor. Kabak tatlısı ve zeytinyağlı elmalı baklava ise diğer alternatifleri oluşturuyor.
Nahita, “İyi Bir Yer”
Mükemmellik arzusunun yol açtığı israfa, “en’’lere ulaşmak için fazladan kullanılan kaynaklara karşı gelen, dünyaya, doğal ve kültürel mirasa yatırım olacak ve gelecek nesillere miras olmasını hedefleyen yaklaşımları kimliğinde barındıran Nahita; çalışanlarına, misafirlerine ve Anadolu’nun biriciğine karşı “İyi Bir Yer’’ olmayı önemsiyor. Nahita, “İyi Bir Yer’’ felsefesiyle, doğaya ve gelecek nesillere saygısını dile getiren “iyi” bir mutfak.
Instagram: @nahitacappadocia