Ege’den gelen kabuklu deniz ürünlerini, İstanbul’un büyüleyici manzarasıyla yeniden yorumlayan BOAZ, İstanbul’un gastronomi dünyasına sıra dışı bir konsept kazandırmak amacıyla kapılarını açtı. Farklı tatların izinden gidenlerin favori mekanı olmayı hedefleyen mekan, lezzetli seçeneklerini keyifli atmosferiyle birleştirerek yemek keyfini özel bir deneyime dönüştürüyor.
Nalan GÜNEŞ nalan.gunes@rafinemedya.com
Kuruçeşme sahil yolunda kapılarını açan şehrin yeni restoranı BOAZ, deniz lezzetlerinden oluşan menüsü ve ambiyansıyla gastronomi dünyasında fark yaratmaya hazırlanıyor. Methis Group imzasıyla 16 Haziran’dan itibaren misafirlerini ağırlamaya başlayan mekanda, ağırlıklı olarak farklı tekniklerle hazırlanan kabuklu deniz ürünleri sunuluyor. Methis Group Genel Müdürü Yılmaz Paran, “İstanbul’un tarihinden gelen kültürel zenginliğinin gücüyle, şehrin büyüleyici atmosferine yakışan bir markaya imza atmak amacıyla yola çıktık. Gastronomi dünyasında ezberleri bozmayı hedefliyoruz. BOAZ, Methis Group olarak hayata geçirdiğimiz 3 farklı markayı barındıran bir kompleksin odak noktasında yer alıyor” diyor.
Zengin menü içeriğiyle iddialı
Sektörde 34 yıllık tecrübeye sahip olan Şef Mahir Çelik imzası taşıyan spesiyalleri ve farklı ambiyansıyla 24 saat yaşayan bir mekan olan BOAZ’ın menüsünde, Ege’nin esintisini sunan kabuklu deniz ürünlerinin hakimiyeti başrol oynuyor. İşe kısa bir ara vermek isteyenler için en hızlı seçimler sunan mekan, akşamları zamanı uzatıp özel bir yemeğin tadını doyasıya çıkarmak isteyenleri de bir araya getiriyor. Mekan, farklı lezzetlerinden “fruits de mer” deniz kestanesi, istiridye, (Fransız Gillardeu) midye, sübye, tarak, ıstakoz, langust (böcek), kerevit, mavi yengeç, king crab (Kral yengeç), salyangoz gibi 2,4,6 kişilik özel kabuklu deniz ürünleri tabağıyla lezzet kaşiflerini şaşırtacağa benziyor. Bu çok özel lezzetler; soğuk, ızgara ve taş fırın seçenekleriyle sunuluyor.
Dekorasyonda konfor ve ayrıcalık
Ege’den temin ettiği deniz lezzetleriyle fark yaratan ambiyansını birleştiren BOAZ, dekorasyonuyla da fark yaratıyor. Retro akıma farklı bir bakış açısı kazandıran mekanın dekorasyonunda kullanılan her detay, tamamen el yapımı. Kapı girişinden, masalara, tabaklara ve yer döşemesine kadar her detayın el emeğiyle oya gibi işlendiği mekanda, mermer, ahşap ve halatın ağırlığı hissediliyor. Butik dokunuşlarla şekillendirilen mekanın ambiyansı mimari detaylarında saklı. 4 tonluk ağırlığa sahip Carrera mermer masaların yer döşemesi haline getirildiği mekan, özel tasarlanmış mobilyaları ve el emeği sunum takımlarıyla, konforlu ve ayrıcalıklı bir ortam sunuyor. Paran, “Lezzette sunduğumuz farkı, üst düzey konforla birleştirerek yarattığımız konsept ile gastronomi dünyasında ezberleri bozacağımıza inanıyoruz. Dekorasyonumuzda kullandığımız tüm detayların her biriyle üst düzey konfor yaratmayı, sunduğumuz lezzetle de örtüşen bir ambiyans elde etmeyi amaçladık. “Denizden gelen seçkin lezzetlerimiz” ile el emeğiyle işleyerek oluşturduğumuz dekorasyon öğelerimiz, lezzet ve ambiyans dengesi yakaladığımız konseptimizin ana çatısını oluşturuyor. Dekorasyonda konfor ve ayrıcalık sunmaya odaklandık” diyor.
Röportajın tamamı Gastronomi Turkey by Rafine'nin 3'üncü sayısında.
Haberin tamamını okumak için; https://rafinedergi.gastronomiturkey.com/3/