Her geçen gün artan nüfusa sağlıklı, güvenilir ve ulaşılabilir hizmet sunma hedefiyle farkındalık yaratmak ve yatırımına hızlı geri dönüş almak isteyenler, fırıncılıkta buluşuyor. Yeni nesil fırıncılık kültürünü Türkiye’ye taşıyan Bay Bread, stratejik lokasyonlarda açtığı satış noktaları ile hızla büyürken, deneyimli kadrosu ile marka kimliğini en iyi şekilde yansıtarak “Yeni Nesil Fırıncılık” konseptini hayata geçiriyor. Üretim fabrikasını 2015 yılında İstanbul’da kuran Bay Bread, ürünlerini son teknolojiyi kullanarak, gıda mevzuatına ve yüksek kalite kontrol standartlarına uygun hijyenik koşullarda üretiyor. “Bütün amacımız, dünyada üretimiyle, lezzetiyle, kalitesiyle, markasıyla ve hizmetiyle bir yerli ve milli ekmek, unlu mamul ve pastacılık markası yaratabilmek” diyen Bay Bread CEO’su Serdar Yalçınkaya ile markayı ve fırıncılık sektörünü konuştuk.
Bay Bread’in markalaşma hikayesini anlatabilir misiniz?
Markayı hayata geçirirken geçmişten gelen deneyiminizin/makine üreticisi olmanızın faydası oldu mu? Büyük dedem Rusya’da, dedem ise İstanbul’da fırıncılık yapmış. Daha sonra babam Naci Yalçınkaya Türkiye’de Toya Makine’yi kurmuş ve makine imalat konusunda çalışırken de yaklaşık 30 yıl fırın işletmecilerine hizmet vermiş. Ben 1997’de Toya Makine’de çalışmaya başladım. Bu süreçte fırıncılık sektörünün Türkiye’deki gelişmeleri üzerine yeni bir fırın konseptinin ihtiyaç olduğunu ve dünyada bu sektörde ne tarz çalışmalar yapıldığını gözlemleme fırsatı yakaladım. Sektörde birçok unlu mamul ve ekmek üreticisiyle ticaret yapma imkanım olduğu için onların datalarını toplayarak iş modeli geliştirdik. Bunu Bay Bread markası çatısı altında oluşturduk. Buradaki temel amacımız hem tüketicinin hem de üreticinin ihtiyaçlarını ve sorunlarını karşılayabilmekti. Marka bu şekilde bir bilinçle doğdu ve yoluna devam ediyor. Buradaki temel hedef tüketiciye her daim sıcak, taze ekmek ve unlu mamuller ulaştırabilmek, üreticiye de ekonomik maliyetlerle yüksek kaliteli ürün ürettirebilmek.
Ürünlerinizi son teknolojiyi kullanarak üretiyorsunuz? Nasıl bir teknoloji bu?
Üretim teknolojimizin temelinde mevcut kurulu tesislerin daha ekonomik ve verimli kullanılması hedef alındı. Bu nedenle tesislerini kurmuş ancak kapasitesini dolduramayan üreticilere bizim Toya Makine vesilesiyle ulaşımımız ve erişimimiz söz konusu. Biz kendi Ar-Ge’mizi yaptığımız, lezzetlerimizi oluşturduğumuz, karışımlarını hazırladığımız ürünlerimizin üretim reçetelerini ve üretim işlerinin kapasitede boşluğu olan üretim tesislerine veriyoruz. Elbette ki ürün kalitesinin kontrolü ve ürün kalite güvencesi markamız tarafından verildiği için tüm bu üretilen ürünler yarı mamul olarak tesisimize geliyor. Tesisimizde gerekli hijyen ve gıda güvenliği tedbirleri altında mayalandırma süreçleri, ön pişirme süreçleri, süsleme dediğimiz ürünlerin son dokunuşlarının yapıldığı, dekorasyonlarının yapıldığı süreçler, hızlı dondurma ve paketleme süreçleri bizim tesislerimizde gerçekleştiriliyor. Böylelikle mamul deposuna giren tüm ürünler, bizim denetimlerimizden geçmiş olarak mağazalara ve perakende müşterilere dağıtılıyor. Bütün amacımız, dünyada üretimiyle, lezzetiyle, kalitesiyle, markasıyla ve hizmetiyle bir yerli ve milli ekmek, unlu mamul ve pastacılık markası yaratabilmektir.
Unlu mamuller sektöründe özellikle pandemiden sonra ne gibi gelişmeler yaşanıyor?
Ekmek, bir tarafıyla ait olduğu toplumun kültürünü ve geleneğini yansıtırken, diğer tarafıyla da emeği ve kutsallığı ifade eder. Kültürel değerler kadar ekonominin de önemli bir parçasını oluşturmakta olan ekmek; her dönem en temel besin kaynaklarından biri. Bu nedenle üretim, dağıtım ve tüketimin her aşamasında yoğun bir ekonomik faaliyet içeren ve başlı başına büyük bir hacim oluşturan fırın ve ekmekçilik sektörü, pandemi döneminde de hiç durmayan ve üreten bir sektör oldu. Çoğu sektör pandemiden olumsuz etkilendi ama fırıncılık sektörü hiç durmadı. Mağazalarımızda pişmiş mamullerimizi satışa sunarken, kendi markamız olan Bay Bread’de online kanallardan, ürünleri tüketiciye donuk ve doğal olarak da iletip, istedikleri zaman tüketmelerini sağlıyoruz.
Unlu mamuller, fırıncılık ve pastacılık ürünlerinde son zamanlarda dünyada ve ülkemizde hangi trendler etkili oluyor?
Biz “Yeni Nesil Fırıncılık” konseptini hayata geçiriyoruz. Klasik fırıncılık anlayışını daha ileriye taşıyan; ekmekten tatlıya, çay ve kahveden dondurulmuş ürünlere uzanan geniş ürün gamımıza ek olarak, yeni lezzetlere de öncü olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. bu nedenle beş yıl içerisinde de ulaşabildiğimiz noktalarda da hem dijital platformlar üzerinden pazarlama hem network pazarlama yöntemleri ile ulaşabildiğimiz tüketicilerde yüzde 30 ila 50 oranında ticari boyuta sahip olabileceğimizi söyleyebilirim. Öte yandan unlu mamuller sektöründe dünyada ve Türkiye’de önde gelen trendlerden biri glütensiz trendidir. Glütensiz ürünler artık çölyak hastalarının yanı sıra daha sağlıklı ürün tüketmek isteyen tüketiciler için de tercih sebebi haline gelmiştir. Bir diğer trend ise sağlıklı tohumlara yöneliştir. Çiyalı, kinoalı, siyez buğdaylı veya karabuğdaylı unlu mamullerin dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitlerinin artmaya başlaması bu trendin doğal sonuçlarıdır.
Peki, pandemiden sonra sektörde hem tüketiciler hem de üreticiler açısından hijyen konusunda nasıl bir hassasiyet oluştu?
Koronavirüs pandemisi sektörümüzü hem olumlu hem de olumsuz yönde etkiledi. Tüketici, ekmek ve unlu mamullerin nihai ürün olarak temin edilmesinin virüs bulaştırma riski olmasının fazla olması nedeniyle tercih etmemeye başladı. Evde ekmek, poğaça yapma gibi alışkanlıklara yöneldi. Bunun günümüz yaşam koşullarında sürdürülebilir olmadığını tüketiciler fark etti. Nisan, mayıs aylarında evinde ekmek ve unlu mamul yapmayı hedefleyen tüketici, sonrasında sektör tedarikçilerinden ihtiyaçlarını karşılamaya yöneldiler. Burada da en güvenli gıdaya yönelme girişiminde bulundular. Ancak devam eden süreçte tüketicinin kendi ihtiyacını karşılamasının sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığını fark etmesinin akabinde paketli, donuk, güvenilir marka ürünler tercih edilmeye başlandı. Bu da mahalli veya ulusal anlamda faaliyet gösteren, markasına yatırım yapmış olan firmaların kayıplarını bir miktar geri kazanmalarına yardımcı oldu. Bu nedenle ekmek ve unlu mamuller sektöründe yeni oyuncular oluşmaya başladı. Daha teknolojik ürünlere yatırım yapan firmalar oluşuyor. Herkes kendi ürünlerini tüketicinin istek ve arzuları doğrultusunda revize etmeye başladı. Donuk pideler, mantılar, lahmacunlar artık üretilmeye başlandı. Bunlar iyi, güzel ve ülke ekonomisi için faydalı gelişmeler.
Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği Derneği’nde gündemde ne gibi konular var? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ülkemizin 2023 ihracat hedeflerine ulaşması yolunda makine üretiminin çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle sektör olarak gerek Ar – Ge’ye yaptığımız yatırımlar ve gerekse makine satışında en önemli konu olan satış sonrası hizmetler ve yedek parça servisleri konusunda birlikte hareket etme stratejimizi geliştirerek makine üretimimizin ihracat miktarını artırmak en öncelikli gündemimizdir. Ayrıca kalifiye iş gücü oluşturabilmek için gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerekse meslek okulları ile sürdürmeyi hedeflediğimiz gençlerimizin makine sanayi sektörüne motive olmalarını sağlayacak proje çalışmalarımız devam ediyor.
www.baybread.com.tr