Kuzguncuk'un ‘mavi’ mekanı Le Cafe Blue, kruvasanları, pastaları, kişleri, ekşi maya ekmekleri, sandviçleri, kahvaltıları, lezzeti ve görseliyle Fransız havası estiriyor. Şefi ve işletmecisi İpek Küçükçalık'ın vintage koleksiyonu ile renklenen pastanenin klasik ve modern tatlılarında lezzet şöleni var!
Özlem Kapar
İstanbul’da tarihin ve kültürlerin buluşma noktası Kuzguncuk’un gastronomi merkezi İcadiye Caddesi’nde geçen yıl kapılarını açan Le Cafe Bleu’nun işletmecisi mutfak tutkunu İpek Küçükçalık. Kariyerine profesyonel bir başlangıç yapmak için dünyanın en köklü gastronomi okulu Le Cordon Bleu İstanbul’da pastacılık eğitimi aldı. Buradaki yabancı eğitmen şeflerden teknik, disiplin, zarafet yani pastacılığın inceliklerini öğrendi.
Bilkent Üniversitesi mezunu olan İpek Küçükçalık, bir süre halkla ilişkiler ve tekstil alanlarında çalışmış. Çocukluğundan beri mutfağı hep çok seven Küçükçalık, özellikle pastacılığa ilgi duyuyormuş ve bir Fransız pastanesi açmayı hayal ediyormuş.
Bu işin en iyi okuluna gidip Pastacılık Diploması’nı aldıktan sonra da hayalini hayata geçirmeye karar vermiş. Yer ararken büyük bir şansla Le Cafe Bleu’nun şimdiki mekanına denk gelmiş. Tarihi Rum Ortodoks kilisesi Ayios Panteleimon’un yeşilliğine bakan konumunu çok beğenmiş ve hemen burada karar kılmış. Le Cafe Bleu, titiz bir inşaat sürecinden sonra 10 Ekim 2023’te kapılarını açmış.
Mavi
Le Cafe Bleu, adı gibi mavi bir kafe. İpek Küçükçalık’ın maviye olan sevgisini pastanenin her köşesinde hissediyorsunuz. Vitrininden başlayarak, dekorasyonun her alanında mavinin her tonu içinizi ferahlatıyor. İki katlı mekanın üst katı mutfak. Küçükçalık, burada iki şefle birlikte birbirinden lezzetli ürünler çıkarıyor. En başta kruvasan, Fransız pastaları, ekşi maya ekmekler, pastalar, tartlar, kekler, kişler ve daha pek çok lezzetle müşterilerini ağırlıyor.
Her sabah yeni bir tezgah
Pastanedeki herşey günlük çıkıyor. Güne Fransız kahvaltısıyla başlıyorlar. Çırpılmış, poşe ve göz yumurta ister kruvasan ister ekşi maya ekmekle servis ediliyor. Başta sade, çikolatalı ve bademli olmak üzere çok çeşitli kruvasanları var.
Her gün iki çeşit kiş çıkıyor. Kruvasan sandviçler, farklı kekler ve tartlar mevsimine göre çeşitleniyor. Müşterilerini her geldiğinde farklı bir lezzetle ağırlamak istediğini söyleyen Küçükçalık, “Onları şaşırtmayı seviyorum” diyor. Sağlıklı beslenmeyi tercih edenler için de fit menüleri var. Fit Bowl, Granola Bowl ya da Fit Omlet veriyorlar. Kinoa, avokado, haşlanmış yumurta, taze lor peyniri ile hem sağlıklı hem de çok lezzetli...
Kruvasanın lezzeti tereyağı
Le Cafe Bleu’nun klasik bir Fransız lezzeti olan kruvasan, tam merkezinde. İpek Küçükçalık’a son dönemde kruvasan üzerine açılan işletmelerin çokluğunu hatırlatıyor ve onlardan farkını soruyoruz. “Kruvasanda asıl olan tereyağıdır. İşte bizim de farkımız tereyağımızdaki lezzet devamlılığı. Tereyağımızı özel olarak Çanakkale’deki butik bir firmaya yaptırıyoruz” diyor.
Vitrinin yıldızı
Pastanenin mevsimine göre lezzetlerinden Kestaneli Mont Blanc, İpek Küçükçalık için çok özel. Bursalı olan Küçükçalık, memleketinin çok sevdiği ürünü kestaneyi kullanmaktan memnuniyet duyuyor. İçinde beyaz çikolatalı bir mousse’u var ve üzerinde bol kestane püresiyle servis ediliyor. Kestaneli Mont Blanc, vitrinin yıldızı!
Bir Fransız...
Elbette mekanda Fransız tatlılarının en ünlüleri yer alıyor: Altında kadifemsi krema, üst katmanında karamelize şeker tabakası ile müthiş bir tatlı Creme Brulee, kahveyle ıslatılan bir keki olan, çikolatalı ve beyaz ganajıyla çok sevilen Opera Pastası, klasik ekler, profiterol, pavlova...
Öte yandan Le Cafe Bleu, son dönemdeki Dubai Çikolatası furyasına Fransız tatlılarından incecik, altın rengi çıtır choux hamuru ve arasında enfes fıstık pralinli krema dolgusuyla Paris Brest’le dahil oluyor. Fransız tatlılarının yanı sıra başka lezzetler de çıkıyor. Örneğin İtalyan tatlısı Panna Cotta ve Tiramisu bunlardan ikisi...
Esnaf dayanışması
Kaliteli malzemenin en iyi sonucu verdiğini vurgulayan Küçükçalık, mottolarının ‘Kendi yemediğimiz hiçbir şeyi satmamak’ olduğunu ifade ediyor. Küçükçalık, Kuzguncuk’un komşuluk ve esnaf dayanışması zincirine dahil olmaktan da çok mutlu. Mevsimine göre sebze ve meyvelerini yanındaki manavdan tedarik ediyor. Çikolata olarak da Belçika menşeili kullanıyor.
Vintage
Le Cafe Bleu’nun vintage takımlarla sunumu en çok beğenilen yanlarından biri. İpek Küçükçalık, yıllardır topladığı vintage takımlarını sergiliyor. Her gün 15.00-18.00 saatleri arasında yaptıkları Beş Çayı’nda bu tabaklar kullanılıyor. Üçer çeşit mini tatlı ve tuzlu eşliğinde altı çeşit özel harman Ronnefeldt çayı veriyorlar.
Çikolata kolonyası
Mekanın tezgahta her zaman bulunan, kendi markasıyla başka ürünleri de var. Çilek, mürdüm eriği, acı biber reçeli bunlardan bazıları. Bir de hoş ve kalıcı bir kokusu olan çikolata kolonyası satıyorlar.
Etkinlik merkezi
Le Cafe Bleu, aynı zamanda bir etkinlik merkezi gibi çalışıyor. “Fransız pastaları ve tatlı hikayeleri” başlığı altında başlayan etkinlik dizisi farklı içeriklerle her ay devam ediyor. Sanat Tarihçisi Mine Çağlar’ın Fransız gastronomisine eşlik eden, doğa, mimarlık ve sanat aktarımları ile gerçekleşen etkinlikte İpek Küçükçalık, pastalarını hikayeleriyle anlatıyor. Katılanlar hem tadıyor hem dinliyor. En son “Jane Austin ile Çay Saati” etkinliği yapmışlar. Geçen ay ise “Ülkeler, Gelenekler ve Lezzetler” başlığıyla bir yılbaşı pastası etkinliği gerçekleştiriyorlar.