Orhan Demirok, şık, dengeli ve lezzetli tabaklara imza atıyor

Orhan Demirok, şık, dengeli ve lezzetli tabaklara imza atıyor
Ege’nin en güzel mavi bayraklı koylarına sahip olmasının yanı sıra özel restoranlarıyla da yerli ve yabancı turistlerin vazgeçilmez adresi olan Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’un mutfağında Executive Chef Orhan Demirok var. Demirok, tesisin Asya’dan Meksika’ya, İtalya’dan Osmanlı’ya kadar farklı lezzetler sunan 14 restoranını yönetiyor. Mevsimlik ve mümkün olduğunca doğal ürünler kullanan Şef Orhan Demirok, sade, şık, dengeli ve lezzetli tabaklara imza atıyor.

Bodrum Gökova Körfezi’nde, maviyle yeşilin buluşma noktasında kurulan Hapimag Sea Garden Resort, doğanın güzellikleriyle taçlandırdığı konukseverliğiyle misafirlerine tatilden fazlasını sunuyor. Koyları, doğallığı ve güzelliği Mavi Bayrak ve Yeşil Yıldız (Çevreye Duyarlı Tesis Ödülü) ile güvence altına alınmış olan Hapimag Sea Garden Resort, Avrupa’nın başlıca şehirlerinde 50’den fazla tatil köyüne ve rezidansa sahip köklü İsviçre markası Hapimag’ın en büyük tesisi. Tesis, mavi bayraklı ve su sporlarına uygun üç ayrı koyun, dünya mutfağından lezzetler sunan 14 restoranın, geniş yeşil alanlara ve çam ormanlarının yer aldığı yaklaşık 200 dönümlük bir alan üzerinde konumlanıyor. Hapimag Sea Garden, sunduğu geniş hizmet yelpazesiyle konuklarına tatilden daha fazlasını sunuyor.

Ege’nin en güzel mavi bayraklı koylarına sahip olmasının yanı sıra özel restoranlarıyla da yerli ve yabancı turistlerin vazgeçilmez adresi olan Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’un mutfağında Executive Chef Orhan Demirok bulunuyor. Demirok, tesisin Asya’dan Meksika’ya, İtalya’dan Osmanlı’ya kadar farklı lezzetler sunan 14 restoranını yönetecek. 20 yıllık meslek hayatında pek çok 5 yıldızlı otel ve restoranda görev yapan Şef Orhan Demirok, Türk ve dünya mutfağından örnekleri kendi reçeteleriyle harmanlayarak Hapimag Sea Garden Resort’te misafirlerine sunuyor. Mutfağı en büyük tutkusu olarak tanımlayan Şef Orhan Demirok, konuklarına benzersiz bir lezzet deneyimi yaşatmak konusunda son derece iddialı.

Farklı mutfaklarda deneyimli

Bolu doğumlu olan Orhan Demirok, meslek hayatına 1996 yılında Antalya’da tatil köylerinin mutfağında çalışarak başlıyor. Daha sonra kendini dünya mutfaklarında da geliştirmek isteyen ve İstanbul’a transfer olan Demirok, 2001 ile 2003 yılları arasında Çırağan Sarayı’nda çalışıyor. Ardından altı yıl Mövenpick Hotel’de restoran, banquet ve outside catering hizmetleri veriyor ve bazılarında sorumlu şef olarak görev yapıyor. 2008 yılında Four Seasons Hotel Bosphorus’a transfer olan Demirok, birçok ünlü ve yabancı şefle birlikte önemli davetlere imza atıyor. 2011 ile 2016 yıllarında ise müze otel statüsünde türünün nadide örneklerinden olan Pera Palace Hotel Jumeirah’da Yardımcı Executive Chef olarak görev alıyor. Özellikle Akdeniz, Türk, İtalyan ve Uzak Doğu mutfaklarında uzman olan Demirok, yurtiçi ve yurtdışında gastronomi alanında birçok etkinliğe katılarak eğitimine sürekli devam ediyor. Çok sayıda akademik sertifikaya sahip olan Şef Demirok, şimdilerde Hapimag Sea Garden’da konuklarını lezzetle buluşturuyor.

“18 yaşına kadar hiç yemek yapmadım”

Orhan Demirok, mesleğe başlama hikayesini şöyle anlatıyor: “18 yaşına kadar hiç yemek yapmadım. Yemek yapmayı bilmiyordum ama annem çok güzel yemek yapardı. Annemin güzel yemekleriyle büyüdük. Yemek bizde karın doyurmak için yenmezdi. Endüstri meslek lisesinde motor bölümünde okuyordum. Çevremdeki pek çok arkadaşım da aşçılık okuyordu. Bu alan bende merak uyandırmaya başladı. Babam kısa süre komilik yapmıştı ve oradan tanıdığı bir ustası vardı. Ben onun yanında çalışmaya gittim. İlk bir yıl inanılmaz zorlandım. İsyan ettim ve neredeyse bırakacaktım. Çünkü hiç eğitimim yoktu bu konuda. Hiç kimse de yanındaki ya da altındaki kişiye bir şey öğretmiyordu. Kolay kolay pes eden biri değilimdir. Hırs yaptım ve hepinizden daha iyi olacağım dedim. Bir de kendi kendime söz verdim, bildiğim her şeyi herkesle paylaşacağıma dair. Bu nedenle yanımda çalışan insanlarla bütün reçetelerimi paylaşıyorum. Önce gösteriyorum, sonra birlikte yapıyoruz ve sonra o kişiye yaptırıyorum. En sonunda da o kişiye bırakıyorum işi. Böylelikle kişiyi geliştirebiliyorum, kazanabiliyorum aslında.”

Çalıştığı şeflerin iyi taraflarını örnek aldığını belirten Demirok, bu işte çok çalışmanın gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Mesaimin dışında bile çalışırdım işi öğrenmek için ve bu bana sabırlı, azimli olmayı öğretti. Askerden döndüğümde Alaçatı’da bir restoranın açılışını yaptık. 2000’li yıllarda restorancılığa başladım. Sonrasında MSA’nın kurucusu Mehmet Aksel’in İstanbul Levent’te bir restoranı vardı; bir yakınım vesilesiyle orada başladım. Oradan yine Mehmet Aksel’in Maçka’da açtığı diğer restoranına geçtim. Belçika’dan Danimarkalı bir şef gelmişti oraya. O şefe İngilizce bilen bir sous chef gerekiyordu. Ben de İngilizce konusunda iyi durumdaydım ve işe talip oldum. İnsan şansını denemeden bazı şeylere erişemiyor. Sonrasında kendimi daha da geliştirmek için otel mutfaklarına geçmek istedim. Her gün İstanbul’un 5 yıldızlı otellerine işe başvuru formu verdim. Hiç tanıdığım biri yoktu ve aylarca form vermeyi sürdürdüm. Azmim sayesinde Çırağan Sarayı’na girdim ve orada hiç görmediğim malzemelerle tanıştım. Çalışırken çok titiz biriyimdir. Bu bir şefimin dikkatini çekmiş. Titizliğimden ötürü beni Mövenpick Hotel’e çağırdı ve orada işe başladım. Komi iki olarak girdiğim otelden sous chef olarak çıktım. 2008 yılında Four Seasons Hotel Bosphorus’u Şef Fabio Brambilla ile açtık. Üç yıl sonra Pera Palace Hotel Jumeirah’dan bir teklif aldım ve orada çok güzel işler yaptık. 21 yıl boyunca mutfaktaydım ve artık zamanı geldiğini düşünerek meslek hayatımın yönünü değiştirmeye karar verdim ve 27 Nisan’da Hapimag Sea Garden Resort’ta çalışmaya başladım. Bir de bunların yanı sıra bol madalyalı 4-5 yıllık Milli Takım serüvenim var. Milli Takım olarak pek çok yarışmada yer aldık. 2008 yılında Almanya’da Dünya Aşçılar Olimpiyatları’na katıldık. Aynı zamanda World Association of Chef’s Societies’in (WACS) uluslararası jürisiyim.”

“Önce sistemi kurmak gerek, çalışarak işler bitmez!”

Hapimag Sea Garden Resort, 12 ay boyunca hizmet veren bir tesis ve otelin önemli parçalarından biri mutfağı. Tesiste, açık büfe sunan Amphora’nın yanı sıra A La Carte hizmet veren İtalyan restoranı La Cuccina, yöresel Türk Mutfağı Merhaba, balık restoranı Sunset, GrillGarden gibi toplam 14 farklı yeme-içme mekanı yer alıyor. Tüm yeme-içme alanlarının yönetiminden sorumlu olan Şef Orhan Demirok, buradaki çalışmalarıyla ilgili şunları söylüyor: “Benim prensibim; sen çalışma, sistem çalışsın. Önce sistemi kurmak gerekiyor, çalışarak işler bitmez. Burada hem güzel işleyen bir sistem oturtmaya hem de mönüler üzerinde çalışıyorum. Ürün çeşitliliği çok fazla. Kendi bahçelerimiz var. Domates, salatalık, roka, nane, semizotu, pancar, pazı, kabak çiçeği sebzeleri tesis içindeki küçük bahçelerimizden taze toplayıp kullanıyoruz. Ürün çeşitliliği bol olsa da mönüdeki yemekleri aslına uygun yapmamız gerekiyor. Örneğin, İtalyan restoranımızda lezzeti yakalamak için İtalyan ürünleri kullanmamız gerekiyor. Butik tedarikçilerle çalışmayı tercih ediyorum. Hem küçük üreticileri desteklemek için hem de butik ürünleri konuklarımıza tattırmak adına onlarla çalışıyorum. Çünkü markalı şeyleri İstanbul’da yemek mümkün. Onu burada yediğinizde hiçbir esprisi kalmıyor. Burada değişik bir lezzet yakalayabiliyorlarsa, ne mutlu. Örneğin, çileğimizi Güllük’te çiftlikten topluyoruz. Günlük tutulan balıkları seçiyoruz. İthal et mümkün olduğu kadar kullanmamaya çalışıyoruz. Yerli kesim alıyoruz. Ayrıca tüm yemeklerimizi kendi zeytinyağımızla hazırlıyoruz.”

“Kendi kültürümüzü de tanıtalım istiyoruz”

Mevsimlik ve mümkün olduğunca doğal ürünler kullanan Şef Orhan Demirok, sade, şık, dengeli ve lezzetli tabaklara imza atıyor. Sunumlarında tabağı boğmadan, renk ahengini yakaladığı lezzet kombinasyonunu tamamlayan ürünler kullanıyor. Hapimag Sea Garden Resort’a dünyanın her yerinden konuk geldiğini belirten Demirok, burada hem uluslararası lezzetler hem de Türk Mutfağı’ndan tatlar sunmak istediklerini belirtiyor. Orhan Demirok, “Konukların uluslararası yemeklerin yanı sıra Ege otları sotesi, gözleme, Kayseri mantısı, Bodrum çuprası gibi bize has tatları deneyimlemelerini önemsiyoruz. Kendi kültürümüzü de tanıtalım istiyoruz” diyor.

Şef Orhan Demirok, mutfağın başına yeni geçse de mönüye iddialı tatlar eklemiş. Bodrum mandalinalı revani, yine Bodrum mandalinalı kurabiyeler, buharda mandalina suyunda pişmiş levrek, Ege otlu baklava böreği, keçiboynuzlu kurabiye gibi tatlar gelecek yeni mönülerin lezzetli habercileri…

www.hapimag-seagarden.com

Yorum Yaz

 
 
  captcha